Geçmişte de yoğun bir biçimde olduğu gibi bazen, ''dünyadan yüz çevirme''den söz açılıyor. Şöyle ki: ''Dünya boştur, harcamalarımızı azaltmalı, aristokrasiden uzak durmalı, mümkün olduğu kadar sade yaşamalı. Eğer iki ev ile idare edebiliyorsan üçüncüsü alma, eğer bir ev ile idare edebiliyorsan ikincisini alma, eğer üç takım elbise ile idare edebiliyorsan dördüncüsünü alma'' gibi. Bunlar tekrar edilen rivayetlerdir. Hatta bunlar ayet olarak, peygamberin uygulaması ve sünneti olarak, imamın uygulamasi olarak da var, yani öyle lanse edildi. Iste bunlara dayanılıyordu ve bir kısmı bununla amel ediyordu. Peki, nasıl bir sonuç oraya cıktı? Ruhbanlık, zahitlik ve dünyadan el etek çekme adıyla sapık bir sınıf türedi. Bu dünyadan el etek çekme öyle bir sonuç doğuruyor ki; ilâhi nimetler ve memleket nimetleri gibi bütün nimetler züğürtlere, haylazlara, murdarlara ve gayri müslimlere kalıyor . Bu müslümanlar dünyadan el etek çektiklerinden, gayri müslimler dünyayı yağmaladığından, insanların alın yazısı ve geleceği, ekonomik gücü kendinde barındıranların elinde bulunduğundan; ister istemez Müslümanların insani ve fikri gelecekleri başkalarının inisiyatifinde olur.