📌 22 Kasım 1916, Jack London Hayata Veda Etti Henüz 10 yaşındayken gazete satarak yaşam mücadelesi vermeye başlamıştı Jack London. 18 yaşına bastığında büyüdüğü yeri bırakarak doğuya, işçilerin daha yoğun bulunduğu yerlere gitti. Burada işçi sınıfının içerisinde yaşadı, onların anılarını dinleyerek yaşantılarını gözlemledi. Gözlemleri doğrultusunda yaşamın sadece emeğini satmak üzerine kurulmadığını, aynı zamanda mücadele etmek gerektiğini öğrendi. Otobiyografik sayılabilecek romanı Martin Eden için yaptığı bir değerlendirmede; “Martin Eden için neden biraz üzülmeyeyim? Martin Eden, bireyciydi, bense bir sosyalist. İşte bu yüzden ben yaşamaya devam ediyorum ve işte bu yüzden Martin Eden öldü.” demesiyle de mücadelenin, London’ın hayatındaki yerini ve önemini görebiliyoruz. Jack London işçi sınıfının, yoksulların yaşantılarını bilmekle yetinmemiş, eserlerinde bunlara yer vermiş, toplumcu gerçekçi sanat anlayışının önemli isimlerden olmuştur.
Jack London
Jack London
Martin Eden
Martin Eden
Ermenistan Sovyet sosyalist cumhuriyetinde meskun Kürtler Mart 1930 da Erivan' da "Riya teze" adında bir gazete çıkartarak Sovyetler birliğinde Kürt yayımcılığını başlattılar. Ermenistan Kürtleri 1938 yılına kadar hem köylerinde okul açarak hem de gazete çıkartarak Kürt dilinin ve kültürünün canlanmasına yardımcı oldular. SSCB nin 1938 den 1955 e kadar takip ettiği baskıcı politikalarından nasibini alan Kürtler kültürel canlanmalarina ara vermek zorunda kaldılar. 1955 sonrasında eğitim ve yayın faaliyetlerine yeniden başladılar. KÜRT TARİHİ/KADİM KÜRTÇENİN İZİNDE 📔
Reklam
"Nasibin Ne Kadarsa!.."
-Aklı geliştirmenin ve olgunlaştırmanın kaynağı Allah’ın kitabıdır. -Hocaların, üstadların ondaki ilimleri nasibin ne kadarsa sana kazandırır. Aklın Kitab ve Nübüvvet nuruyla aydınlanınca terakkî (ilerleme) başlar. [Mehmet Şevket Eygi-Milli Gazete 13 Temmuz 2019]
Bu hedefe batının inanç, moda ve ahlâksızlıklarını taklîde alışdırmakla ulaşılır. Bunun için, Mustafâ Reşîd pâşa, mason olunca, Londradaki müstemlekeler nezâretinden aldığı emre uyarak, ba’zı vilâyetlerimizde, fransızca ve ingilizce kolejler açdı. Buralara mason öğretmenler getirdi. İslâmın büyük düşmanı olan nefs-i emmârenin istediği şeylere ilericilik denildi. İslâmiyyetin yasak etdiği bu kötü şeyler hüner sayıldı. Bu kolejlerde yetişen ilericiler, yüksek makâmlara getirildi. İkinci Abdülhamîd hân, masonların bu hâin siyâsetlerini anlıyarak, bunları iş başından ve basından uzaklaşdırdı ise de, müstemlekeler nezâretinin yetişdirip, gönderdiği binlerce câsûsun, bol para ve yalanlarla aldatdıkları ilericilerden meydâna gelen dâhilî düşmanların gazete ve radyolarla yapdıkları hücûmlar ve ingiliz ordusunun modern silâhlarla yapdıkları hücûmlar karşısında âciz kaldı. (Allahü teâlâ, rahmet ve magfiret eylesin! Âmîn.)
derûnden

derûnden

@derundenn
·
4mo
Türklerde evvelâ itâ’at duygusunu kırmak ve ma’nevî râbıtalarını [bağlarını] kesretmek [parçalamak], dînî metanetlerini [sağlamlığını] za’fa uğratmak [zayıflatmak] îcâb eder. Bunun da en kısa yolu, an’anât-i milliyye [millî geleneklerine] ve müslimânlığa uymıyan hâricî fikrler ve hareketlere alışdırmakdır. Müslimânlıkları sarsıldığı gün, Türklerin kendilerinden şeklen çok kudretli, kalabalık ve zâhiren hâkim kuvvetler önünde zafere götüren asl kudretleri sarsılacak ve maddî vâsıtaların üstünlüğü ile yıkmak mümkin olabilecekdir. Bu sebeble, Osmânlı Devletini tasfiye için, mücerret olarak harb meydânındaki zaferler kâfî değildir. Hattâ, sâdece bu yolda yürümek, Türklerin haysiyyet ve vakârını tahrik edeceğinden, kendilerini anlamalarına sebeb olabilir. Yapılacak olan, Türklere birşey hissetdirmeden, bünyelerindeki dînî tahrîbi temâmlamakdır.) …
Sayfa 116 - İgnatiyef, hâtıralarında, rum isyânının baş plânlayıcısı, Patrik Gregoryus’un rus çarı Aleksandra yazdığı mektûbuKitabı okudu
Efendim, Doç.Dr. Neva Çiftçioğlu gerçek bir Türk hanımefendisi. Finlandiya’da doçentlik ünvanını alan ilk yabancı. Kendisi kireçlenmenin müsebbibi olan ve nanobakteri adı verilen mikrobu bulmuş. Bu buluşu nedeniyle dünyanın her yerinden davetler, ödüller almış. 2,5 yıldan beri NASA’da (Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi) çalışan ilk Türk Bilim
Kelimelerin Altında Yazanlar
Bir zamandır günlük konuşmalarımızdaki yaygın olarak kullandığımız, bizi argoya,gazete-televizyon ağzına sürükleyen kelimelere dikkat etmeye çalışıyorum.Rüşvet,taciz,torpil, çıkar,terör… gibi kelimeler bizi hemen asabiyete sürüklüyor; aklımızın, kalbimizin önüne geçiyor.Yaşanılanı, bu gibi kelimeleri kullanarak aktarmak, ifadeyi sığlaştırıyor. Bir hak ihlalinden doğan, bir hak ihlaline sebep olan bu durumlar hak ölçümüz, vicdanımızda değil öfkemizde karşılık buluyor.Biz yaraya,tahribata değil,suça değil, suçluya ve cezasına odaklanıyoruz. Dil de kanamaya devam ediyor. Kaybettiğimiz mana, bulamadığımız anlam bilinçsizce kullandığımız kelimelerin altında olabilir. Kelimeleri kaldıralım,bakalım altında ne yazıyor. 16.11.2020
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.