ANKARA ÜNİVERSİTESİ'NDE OKUNAN BİR KONFERANSTIR. Risale-i Nur'un dersiyle ve aziz ve kıymetli Üstadım Bediüzzaman'ın himmetiyle hazırlanabilen bu konferans, Risale-i Nur hakkında tatlı ve zevkli bir sohbettir. Risale-i Nur'un kıymet ve ehemmiyetini ifade etmek değildir; buna cesaretim yoktur. Zira ben Risale-i Nur'un
İlim öğreniniz çünkü Allah için ilim öğrenmek, haşyettir; gönlün Allah’a karşı saygı ve korkuyla dolmasıdır. İlmi talep etmek ibadettir. İlmi ders olarak almak, Allah’ı tesbih etmektir. Onu bahis konusu yapmak cihaddır. Onu bilmeyene öğretmek sadakadır. Onu ehline sarfetmek Allah’a yaklaşma vesilesidir. İlim, yalnızken en iyi arkadaş, din hakkında rehber, darlıkta ve genişlikte sabra yardımcı, dostlar katında vezir, yabancılar yanında yakın bir dost, Cennet yolunun işaretidir. Allah, ilmi sayesinde birtakım insanları yükseltir ve onları hayır işlerinde örnek alınan, takip edilen öncü ve rehberler yapar. Melekler onlarla arkadaş olmayı arzular ve kanatları ile onları okşarlar. Dünyada yaş kuru ne varsa; denizdeki balıklar, karadaki hayvanlar, sema ve yıldızlar, bunların hepsi alimler için marifet talebinde bulunurlar.
Reklam
-İSLAM DÜNYÂ GÖRÜŞÜ Kadir Mısıroğlu 2. Bölüm -Müellif:İslam Dünyâ Görüşü'nde akla büyük bir değer atfedilmekle berâber,bunun mâhiyeti felsefi bir ıstılah/terim olan rasyonalizm ile aynı değildir.Zirâ rasyonalist filozoflar,varlık sebebi olmayan hiçbir şeyin mevcud olmadığına,mâkul/akledilebilir olmayan bir şeyin bulunmadığına
Dîni ilimlere gelince: Bunlar da taklit yolu ile peygamberlerden alınan ilimlerdir. Bu da Allah'ın kitâbını ve Rasûlü'nün sünnetini öğrenmek ve duydukdan sonra mânâlarını anlamakla mümkün olur. Kalbin vasfının kemâli de bununla mümkündür. Kalp, hastalıklardan bu ilim sâyesinde kurtarır. Her ne kadar müspet ilimlere ihtiyâç varsa da, kalbin selâmete ermesi için yalnız aklî ilimler yetmez. Nitekim bedenin sıhhatini devam ettirmekte yalnız akıl da kâfi değildir. Tabiplerden öğrenmek sûretiyle ilaçların hâssalarını bilmek lâzımdır. Bitkilerdeki hâssaları yalnız akıl bilemez. Fakat yine de bunları duyduktan sonra akıl anlar. Akılsız işitmek veyâ işitmeksizin akıl kâfi değildir. Aklı nazara almadan yalnız taklit ile yetinmek cehalettir. Kur'ân ve sünnetin nûrunu atarak yalnız akıl ile yetinmek de aldanmaktır. Akıl, Kur'ân ve sünnetin nûrunu bir arada bulundurmak lâzımdır.
Eğer talebe anlatılan ilmi tahsil etmeden önce hayız,talak,haraç, husumetler ve fetva ilimlerini öğrenmek jsterse yahut mezhepler arasında ki ittifak ve ayrılıkları yahut kelam,cedel münazara ilimleriyle mü'tezile ve diğer mezheplerin görüşlerini öğrenmek isterse onun gayesi din olmadığını, rütbe ve makam olduğunu bil. O halde bu kimselerden uzak olmalıdır. Çünkü onun şerri büyüktür. O kimse daima kendisinin helaki için çalışan öz düşmanı şeytanla münazara etmeyip daima Ebu Hanife, İmamı Şafi ve Mu''tezile cemaatiyle husumet yapması şeytanın onu elinde oynattığına onunla alay ettiğine delildir. Haset, kibir, riya, kendini beğenme, dünya sevgisi, mevki ve mal hırsı gibi kazandığı sıfatların hepsi ,her biri helak sebebi olan batıni pislik ve necasettir
TÜRKİYE NASIL KALKINIR? … Almanya üzerine bir övgü de Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlara tutsak düşüp Alman çiftliklerinde çalışan bir Rus erinden gelir: - Almanlar her şeyi ne kadar iyi düzenlemişler, bir ekmek kırıntısını bile boş yere harcamıyorlar. 1763 yılında Berlin'e Türk elçisi olarak gelen Ahmet Resmi Efendi de Prusya Kralı Büyük
Sayfa 47 - Sel, 2. baskıKitabı okudu
Reklam
*Amelsiz ilim,yağmur getirmeyen şimşek ve gök gürültüsünün haline benzer. *İlimsiz amel ise,meyvesiz ağacın haline benzer. *Zekatsız malın durumu,düz taşın üzerine tuz ekene benzer. *İlmi olduğu halde kalbi katı olan kişinin durumu,hiç ot bitirmeyen taşa benzer. *Rağbeti olmayan adama yapılan vaazın şaşılacak hali,kabristanda çalınan zurnaya benzer. *Haram maldan verilen sadakanın vaziyeti,elbisesindeki pisliği idrarıyla yıkayana benzer.
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.