Bu zamana kadar okuduğum bir çok kitabın aksine bu kitabın ne konusu ne de ismi dikkatimi çekmişti. Ama bir çok kişinin olumlu yorumlarını okuduktan sonra almaya karar verdim. Daha önce Çin edebiyatına ait bir roman okumadığımdan ne bir önyargım ne de bir beklentim vardı. Tamamen nötrdüm kısacası. Sadece süslü bir anlatımı olabilir diye düşünmüştüm ama kitaba başlayınca bu konuda yanıldığımı gördüm. Dili inanılmaz basit ve sade ve bence kitabın en iyi yanlarından biri bu. Kitap akıp gidiyor,bir an bile sıkılmıyorsunuz. Sanki biri sizin karşınıza geçmiş kahvenizi yudumlarken kendisini anlatıyormuş,sohbet ediyormuşsunuz gibi. Zaten romanın baş kahramanı Fugui'nin hayatı yeterince zorlu bir de kitabın dili de okumayı zorlaştırsaydı nasıl olurdu bilmiyorum :) İçeriğine gelirsek açıkçası kitaptaki ailenin hayatlarının gittiği yönün beni oldukça şaşırttığını söyleyebilirim. "Bu kadar da olmaz ya!" dedikçe beklemediğim her şey oldu artık bir sonra ki sayfayı çevirmeye korkar oldum. Kitabın adından anlaşılabileceği gibi koca bir yaşam öyküsünü barındırıyor. Ama nasıl bir yaşam? Bence önemli olan soru bu. Herkes yaşıyor ama herkes eşit ve genel şartlarda yaşamıyor ne yazık ki. Kitap boyunca acaba Fugui hata yapmasaydı daha iyi bir yaşamları olabilir miydi diye düşündüm çünkü başlarına gelen şeylerin hepsinin sebebi Fugui'nin en başta yaptığı hatanın daha sonra kartopu gibi büyüdükçe büyümesiydi. İçinden bir çok ders çıkarılacak tarzda bir kitaptı. Oldukça beğendiğim ve etkilendiğim bir kitap oldu. Yazarın diğer kitabını da bir an önce okumayı istiyorum.