"Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza
Sanma unutulur, kalp ağrısı zamanla
Her şeyi unutarak yaşanır sanma
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır
Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza
Baksana geçmişe ne çok anıyla dolu
Nerde o taverna, nerde sinema
Harcanmış zamanlar yeniden yaşanmaz ki
Geç kaldıktan sonra arama boşa
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır
Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza."
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
“My Millie. Even when we’d just been friends, she’d always been mine.”
O zaman neden Sienna’yı seçtin?!! Şu ex olayı olmasa kitap daha sevimli gelecekti bana ama Millie’nin Ford için “second best” olmasını hazmedemiyorum. Yoksa kitap güzel başlamıştı sonra hızla düşüşe geçti.
Millie Ford’u ilk gördüğü anda hoşlanıyor ama Ford’un dikkatini Sienna
Oruç Reis esir edilmişti. Bir süre zindanda kaldıktan sonra çıkartılarak bir gemide küreğe çakıldı. Papazlar ve Şövalyeler, İtalyanca, Rumca ve İspanyolca bilen ve sözü sohbeti yerinde plan Oruç Reis ile konuşmaktan zevk alırlardı. Şövalyeler ona karşı hürmet duyuyorlardı. Sohbet sırasında ona:
-Ey Osmanlı! Sen güzel sözlü bir kişisin. Bizim
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir.
_Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler.
_Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Victor Hugo’nun 1862 yılında yayınlanan romanıdır. 19. yüzyılın en büyük eseri olarak dünya tarafından kabul görmüş eser pek çok dile çevrilmiştir. Günümüzde ise en çok okunanlar listelerinin başında yer almaktadır.
Okuyucuda büyük bir merak ve tekrar okuma isteği uyandıran Sefiller kitabı için Victor Hugo’nun on dört yıl üzerinde çalıştığı