İyi yürekli dostumuz Oblomov...
Kimlere kimlere benzetmedim onu, ilk yüz sayfa "Artık kalk şu yataktan be adam!" diye haykırdım içimden. Çoğu kişinin adını değiştirdim hafızamda, onlara artık Oblomov diye hitap edeceğim. :)
Ah ne kadar güzel bir serüvendi. Kesinlikle tam metnini okumanızı tavsiye ederim. Böyle bir haz anlatılmaz, ancak yaşanır çünkü. İvan Gonçarov keşke daha fazla eser bıraksaymış bizlere diye hayıflanmıyor da değilim. Tıpkı Dostoyevski gibi, büyük bir yazar Gonçarov ve Dostoyevski'den de fazlasıyla etkilenmiş doğrusu. Enfes bir kitaptı, çok doyurucuydu. Okuyucuyu yormadan, pasajları uzatmadan keyifli bir okunma sağlamış sevgili Gonçarov bizlere.
Oblomov'a gelince, tembelliğin kelime manası olan bir karakter, kendisinde hiçbir şey yapma gücü bulamayan, daha küçüklükten bu şekilde yetiştirilmiş bir çocuk.
Elbette burada ailenin yetiştirme tarzıyla alakalı önemi de çok açık bir şekilde görmüş oluyoruz.
Oblomov'a canlılık katan tek değer aşktı. Onu bile Oblomovluğuyla berbat edebilme özelliğine sahipti. Her şeye rağmen çok iyi yürekli,çok içten bir karakterdi. Onu sevmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ve ona asla kızamıyorsunuz. Bu arada unutmadan... Aman dikkat! Kendisinin üşengeçliği kitabı okuduğunuz süre içerisinde size de yapışıyor, o konuda sizi uyarmak istiyorum. :)
Eee hala ne düşünüyorsunuz, Oblomovluk yapmayın da bir kitapçıya gidip hemen kitabı edinin. Oblomov'un güzel kalbiyle tanışmak için geç kalmayın, sonra pişman olursunuz...