"İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevdiğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi."
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Rastlantılar var,
Bir anda.
Aklından geçenden öte,
Bambaşka hâlinde.
Rastlantılar saat dilimlerinin ötesinde,
Ansızın oluyor ve şaşkınsın,
Öylece geçiyor.
“Gece uyuyamayan bir adamın gözkapaklarının arasında muhtemelen bir kadın sıkışıp kalmıştır. Gözlerini kapattığında acıtan, gözlerini yakıp yaşartan bir kadın orada bir resim gibi asılı durur. Uyku tutmaz, mümkün değil uyuyamazlar artık o adamlar; ne yana dönseler kadının yüzü o yandadır…”
…öyle pis bir zaman ki. Elde on para yok. Yer demir, gök bakır. Kar dersen diz boyu. Sobamız oldu bitti yok. Kömürü köcürmüden kiloyla alırız. Sermayeyi kediye yükleyince onu da alamaz olduk. Vay anam vay! Açlık bir yandan, soğuk bir yandan. Çocuklar sızlanırlar. Karı, fıkara karı öteye döner ağlar... Baktım olacak gibi değil, ben de boynumu büküp