Le bruyere, bir yerlerde, ‘yalnız olmamak gibi büyük bir mutsuzluk!’ der. kendi kendilerine katlanamamaktan korkarak kalabalıkta kendilerini unutmaya koşanları uyandırmak ister sanki. bir başka bilge, yanılmıyorsam pascal da, ‘neredeyse bütün dertler odamızda kalmayı bilmememizden geliyor başımıza’ der; böylece, içe kapanış hücresinde, mutluluğu
En Çok Sana Kırıldım Şiiri: Ben en güzel şiirleri sana yazdım oğlum, en mutlu anlarım seninle olanlardı... En güzel seninle mutlu oldum mesela, en güzel sana güldüm, en güzel seni sevdim.. . Ama en çok da sana kırıldım bu hayatta. Hiç bilmedin. En çok sana darıldım ben... En çok sen üzdün beni, sen ağlattın... Ne verdiysen kat kat
Reklam
Sevgili kardeşim; Şimdi seni görüyor gibiyim.Eminim şaşırdın.Mektup yazmayı sevmediğimi biliyorsun.Malesef işler istediğim gibi gitmedi.Alkolün dozunu fazla kaçırmışım.Şimdi arkadaşımın yanında dinleniyorum.Bana çok iyi bakıyor.Sanıyorum yavaş yavaşta iyileşiyorum.Kendime geliyorum.Ama son zamanlarda gariptir ki devamlı çocukluğumuzu hatırlıyorum.Özgürlüklerin ülkesini ve o rüya gibi günlerde istediğimiz herşeyi olduğumuzu hatırlıyorum.İstediğimiz zaman süpermen,istediğimiz zaman ünlü bir şarkıcı,istediğimiz zaman aşık,istediğimiz zaman arkadaş,istediğimiz zaman maceracı, istediğimiz zaman yalnız... Birbirimize oyunlar oynardık,şakalar yapardık.Her gece ceza alıp her sabah yeni bir muzurluk yapardık.Hiç gerçekleşemeyeceğini bildiğimiz zaman ne kadar çok sevinip umutlanırdık.Sonra bir halt varmış gibi büyüdük.İçimizdeki acıları bırak başkasına kendimize bile itiraf edemez hale geldik.Keşke büyümeseydik.Keşke hep çocuk kalsaydık.Hikayelerimiz hep umutla başladı.Teslim oluşlarla bitti.Her rauntta kendimize yenildik.Keşke büyümeseydik diyesi geliyor insanın kendine.Hep çocuk kalsaydık.Sonra birden kafanda bir şimşek çakıyor.İçinde birşeyler gümbürdemeye başlıyor.Tüm engelleri unutup aşkın sesini,aşkın kokusunu,aşkın dokunuşunu hatırlıyor beynin.Şah damarına bir iğne batıyor sanki.Kafan sert bir duvara tosluyor,kanın çekiliyor.Sevda ılık ılık dağılıyor bütün vücuduna ve iliklerine kadar bütün ruhunla yaşadığını hatırlıyorsun.Hayat ne garip şey kardeşim bir çift gözün bakışıyla yerin yedi kat dibinden bulutların üstüne fırlatabiliyor insanı.
Mona Roza
MONA ROZA Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadi kirik kus merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karsi kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga Mona Roza, bugün bende bir hal var Yagmur igri igri düser topraga Ulur aya karsi kirli çakallar Açma pencereni
Kitapları yakabilirler mi?
Nazilerin adeta dinsel birer ayine dönüştürdükleri kitap yakma eylemlerinin en büyüğü 10 Mayıs 1933’te, Berlin - Opernplatz’ta gerçekleşmişti. Silahlar eşliğinde toplanmış, rastgele üst üste yığılmış yirmi beş bin kitap içinde Heine’nin metinlerine de özel bir ilgi vardı. Bu ilgide Heine’e yönelik yazılarının katkısı büyüktü. Heine’nin en ilgi
Şiirce
Daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşunun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum. Pembe uçurtmalar yolladığından beri sarardı tiryaki menekşeleri sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları
Reklam
1.000 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.