·
Not rated
Selamlar, ben Leyla. Yemin ettim, okunmamış H.D. Carlton kitabı bırakmamaya. Bu kadın benim hayallerimin yazarlarından birisi. Gerilim desen onda, sarkastik düşünce desen onda, sado-mazo ilişki? Bu konuyu kimse ondan daha iyi yazamaz sanırım. O yüzden o da onda. Yukarıda belirtilenlerden sizde hoşlanıyorsanız, Carlton tam size de göre ancak "Yok ben güneşli güzel günler pozitif aşıklar okumak istiyorum" derseniz, lütfen bu kadından uzak durun. Üstelik, bu kitapta Enzo karakterinden Zade Meadows havası aldığım için daha çok sevdim. Methiyelerimi düzdüğüme göre konusundan biraz bahsedeyim. Kimliksizliği ve dolandırıcılığı kendisine şiar edinmiş olan Sawyer, Avusturalya'da bir barda köpek balıkları ile çalışan Enzo adında yakışıklı bir adamla ateşli bir gece geçirir. Adamdan ne kadar etkilenmiş olsa da, onun yolu başka bir yoldur, o yüzden Enzo’yu dolandırarak kendi yoluna gider. Dolandırılacağından emin olduğu halde, Sawyer’a karşı koyamayan Enzo, sabah olduğunda suç gerçekle yüzleşir ve Sawyer’ı aramaya başlar. Bulur ve onu teknesine götürerek denize açılır. Planlamadığı bir fırtına, teknelerini vurduğunda çiftimiz bir deniz fenerine sığınarak ölmekten sınırda kurtulur ve oranın daimi müdavimi ürkünç görünümlü Sylvester ile tanışırlar. Kurtulmak o kadar kolay olmayacaktır. Deniz fenerinde yaşadıkları kısımlar biraz söndürülmüş olsa da, yazarın kalemini sevdiğim için beni fazla rahatsız etmedi.
Acıtıyor mu?
Acıtıyor mu?H.D. Carlton · Lapis Yayınları · 2022282 okunma
Ve şimdi biliyorum ki, kendiyle ilgili durumlar karşısında kayıtsızlaşan herkes tek çare olarak bir suç işleyecektir.
Reklam
351 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 hours
Selamlar, ben Leyla. Yaralı ve bağlı arasında bu kadar büyük bir uçurumun olması beni şoklardan şoka soktu, maalesef. Ever After serisinin ilk kitabı "Bağlı" kitabı konularının birbirinden bağımsız olduğu için ikinci kitaptan başlamıştım. İyi ki de öyle yapmışım, çünkü "Bağlı" kitabını okuduktan sonra devam eder miydim emin değilim. Karakterlerin kimyası mı dersiniz, yüzeysellikleri mi dersiniz, her şey vasattı. Elim bir uçak kazasında ailesini kaybeden James büyürken hayatın sillesinden geçmiş ve ailesinin intikamını almak için yemin etmiş yaralı bir kuş. Sokaklar ona iyi davranmamış, James ise hayatın ona verdiği limonları sıkarak bir suç patronuna dönüşmüştür. İntikam listesinin en başında ise havayolu şirketi sahibi olan Peter Michaels yer alıyordu. Onu parçalamak için her gece rüyalar gören James’in eline bir gün hiç ummadığı bir fırsat geçer. Peter’ın çiçek gibi taze kızı Wendy kendi işlettiği bara gelir ve James’in planları değişir. Tek istediği babasıyla eski sevgi dolu günlere dönmek olan Wendy hiç James’in tahmin ettiği gibi biri değildir. Yazdığım şeylere bakınca insanın aklına bambaşka şeyler geliyor ancak James Wendy’i ilk gördüğü andan itibaren yelkenleri suya indiriyor. Bana göre bu kadar şey yaşamış "kötü" birisi daha korkunç şeyler yapması lazımdı ama James… İyi olmak isteyen kötü karakter gibiydi. Wendy benim gözümde ergen olduğu için ona pek değinmek istemiyorum. Bu kitabı "Never After" serisinin son kitabı olarak okumanız sizin için daha iyi olur.
Bağlı
BağlıEmily McIntire · Ren Kitap · 2023525 okunma
"Herkesin bir yarası vardır . Gece kadar karanlık , okyanus kadar derin."
172 syf.
·
Not rated
Kitabjn kahramani 15 yasindaki Alex, suctan suca kosan, cete uyeleriyle birlikte her gece sokaklarda teror diye bagiran, soyulmadik dukkan, dovulmedik insan birakmayan biri yani kisacasi tam bir suc makinesi. Hapse girdikten sonra hukumet Alex'i iyilestirebilecegini dusunur ve yeni bir yontem icin onu kobay olarak kullanir. Bu yontem her ne kadar ise yarasa da Alex artik insan olmaktan cikmistir, sadece iyilige ve dogruya muhtac, secme ozgurlugu bulunmayan bir robota donusmustur. Kitabin ilk bolumunde henuz 15 yasinda olmasina ragmen isledigi suclarin igrencligi hosuma gitmedigi icin birakmayi dusundum ancak iyi ki birakmamisim diyorum cunku cok harika bir eseri bellegime kazimis oldum. Iyi ve kotu nedir, bizim bu secimdeki konumumuz ve hukumet politikalari guzelce islenmis. Alex'in anlatimini samimi buldum, yer yer argo ifadeler kullanmasi beni resmen o ütopyada hissettirdi. Ayrica kitaba cok hos plaklar eslik ediyor, harika bir detay. Okuyun, okutturun.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991.9k okunma
"Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek bir fırtınayla sarılmış durumda yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmamda gerekse o şekilde yaşamak, şu anda bir yarım saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir.' Yeterki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!"
Reklam
"Ben yaşamı daha önce hiç bu denli arzuyla yaşamamıştım -bundan eminim- ve şimdi biliyorum ki, kendiyle ilgili durumlar karşısında kayıtsızlaşan herkes (tek çare olarak) bir suç işleyecektir."
Sayfa 67
Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum? Herkes bağırırken şiirler okumak mı? Susmak mı sözün bittiği yerde? Kusmak mı sindirebildiklerinizi? Apansız uykum kaçıyor kaç gece Bu da mı aleyhime kanıt? Sondan saymaya başladım adları Böyle hoşuma gidiyor Beğenmeseler de seviyorum ellerimi Hep olmayacak düşler görüyorum Yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan İtiraf ediyorum Silin adımı listenizden, yokum Aslında bir oyun olan kavgalarınızda Ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum Yalan övgülerinize ihtiyacım yok Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin Bir sürgün nereye sürebilir? Gölgeler kelepçeye vurulur mu? Çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin...
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
Kadrolu Yalnızlar için
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
Reklam
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bu hayatta herkesin başına her şeyin gelebileceğinin hikayesi bu biraz... Ve oldukça duygusal... Mendillerinizi alıp okumaya başlayın özellikle son sayfalarda lazım olacak... Su gibi akıp giden harika bir kurgu... O gece - Chevy Stevens kalemini konuşturmuş Kız kardeşi Nicole'ü öldürmekten 15 yıl hapse mahkum edilen ablası Toni ve sevgilisi Ryan... Masum olduklarına inanmayan koca bir şehri geçiyorum bir aile üyesi bile yok. Ne anne ne baba... Ve boşa geçen 17 yıl. Hatta boşa geçen diye tanımlamak az kalır. Hapishane hayatında geçen acımasız yıllar... Kaybedilen gençlik... Ve şartlı tahliyeyle dışarı çıktıklarında, onları tekrar hapse göndermek isteyen insanlara inat gerçek katili bulma çabaları. Kardeşinin öldüğü "O Gece" gerçekte ne olmuştu da suç onların üstüne kalmıştı? Gerçekten doğru muydu kitapta okuduğum cümle : Umut etmek tehlikeli bir şey miydi?..
O Gece
O GeceChevy Stevens · Koridor Yayıncılık · 2018167 okunma
·
Not rated
Kitap, Kuzey Kutbu'na giden bir geminin kaptanı olan Robert Walton'ın, kız kardeşine yazdığı mektupta, denizde sürüklenen bir adam gördüğünü söylemesiyle başlar. Victor Frankenstein adındaki bu adam, Walton'a hikâyesini anlatmayı teklif eder. Romanın gerisi Victor Frankenstein'ın ağzından anlatılır. Victor, İsviçre'nin
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013.9k okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.