Pazar günleri erkenden kalkmak kimilerine acı verse de, benim için muazzam güzellik de bir durum. Geceden kalan sessizliğin, günün aydınlık kesiminde de devam ediyor olmasından bahsediyorum elbette.
7 Haziran 2001, Perşembe. Gökyüzünün kızıllığına Merhaba demişim. Sabah soğuğunu bedenimde sertçe hissettikten sonra, verandaya doğru yol alıp; kürekleri sırtlanmışım. Çantamı da sırtıma takıp, mavinin yolunu tutmuşum. Mavi'ye doğru ilerlerken, Yaşar Usta'dan 2 porsiyon kıymalı börek almışım; Mavi'ye doğru ağır adımlar ile yürüdükçe kalbim bir serçenin zayıflığı ile atmış.
Güneş; dağların sırtlarından yükselmiş hafifçe. Kavuniçi bir tona bürünerek; Mavi'nin üzerine düşmüş.. Maviliğin arasında kürek şıkırtısının peşinde, martıların selamlaşması işitilmiş. Pastaneye giderken komşularını gören birinin heyecanı ile selamlaşılmış sandalların kıyısından.. Hep bir ağızdan Rastgele sesleri duyulmuş..
7 Haziran 2001 günü rengarenk balıklar girmiş kovanın içine. Daha önce rastlanmayan türden. Biraz da ürkmüşüm oltaya takılanları görünce. Sonradan öğrenmişim; bunların Kırlangıç olduğunu.