206 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Bir Guido Brunetti polisiyesi daha. Karısı Paola'nın gecenin bir yarısı bir turizm acentasının camını çerçevesini indirmesi üzerine olaylara dahil olan Brunetti, turizm acentası sahibinin öldürülmesi üzerine kendisi ve karısının üzerindeki ithamları kaldırmak için cinayet soruşturmasını üzerine alır ve olaylar gelişir. Kendine ait bir mizah anlayışı olan bu yazarın bu kitabı da bir solukta okunacaklardan. Polisiye severlerin okuması gereken bir kitap
Ölümcül Çareler
Ölümcül ÇarelerDonna Leon · Ayrıntı Yayınları · 200614 okunma
268 syf.
·
Not rated
‘Kürk Mantolu Madonna; Maria Puder’, ‘Üst Kattaki Terörist’in Alt Kattaki Komşusu; Nurettin ‘, ‘Yüzüncü Ad’ın Dul Kadını; Marta’, ‘Baltası Kadar Masum Katil; Raskolnikov’, ‘İsimle Ateş Arasında; Nihade’, ‘ 5 yaşında kocaman bir çocuk; Alper Kamu’, ‘Afili Filinta; Nuh Tufan’, ve dahası... Ben kimseyi Ömer kadar sevmedim. Öyle roman
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173.3k okunma
Reklam
134 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Meşhur bir inşaatçı olan Mr. Duff'un kaybolmasını araştıran Baş komiser Wilkins, komiser Heyes'in soruşturmasını anlatan güzel bir psikolojik polisiye roman. Kaybolan şahsın karısı olan Doris Duff'dan aşırı derecede şüphelenen polisler, sonradan şahsın bankadan bir milyon dolara yakın para çektiğini görünce iyice şaşırır. Ve oldukça güzel bir şekilde final yapılır. Polisiye severlerin zevkle okuyacağı bir roman.
Gecenin Kolları
Gecenin KollarıFrederic Dard · E Yayınları · 19743 okunma
"kafka’nın değişim eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz? kaç kişi sanat adı altında mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? kız çığlıklar içinde kaçarken mozart onun peşinde koşuyordu. üstü
TELGRAFHANE Uyumayacaksın Memleketinin hali Seni seslerle uyandıracak Oturup yazacaksın Çünkü sen artık o sen değilsin Sen şimdi ıssız bir telgrafhane gibisin Durmadan sesler alacak Sesler vereceksin Uyuyamayacaksın Düzelmeden memleketin hali Düzelmeden dünyanın hali Gözüne uyku giremez ki... Uyumayacaksın Bir sis çanı gibi gecenin içinde Ta gün ışıyıncaya kadar Vakur metin sade Çalacaksın. 1952
Telgrafhane
Seni, lavanta kokulu bir sabunda; bir kavun diliminde, açık, uçuk gümüş rengi bir çorapta; bir yasemin dalında; adını bilmediğim, bilmemekten utanç duyduğum halde öğrenmek istemediğim tek bildiğim, görünüşüne bakılırsa tatulayla bir hısımlığı olması gerektiği sabun kokulu, el büyüklüğünde, fildişi rengi bir çiçeğin açışında; yıkık kemerlerde uyuklayan kedilerde; gecenin soğumuş kumunu döven, patlayan dalgaların sesinde; günün ilk ağartısında —karanlık saatler boyunca dağıtıp durduğun yatağında sabahın serinliği çıplaklığına işlemeğe başlarken— uyanmaksızın, omuzlarına doğru çektiğin, örtündüğün bir çarşafın ılık, ak mutluluğunda bulacağım; dirim içimden çekilesiye... Kokularım, seslerim, görüntülerim, anılarımsın sen benim. Dokunduğum, okşadığım, en gizli tadını tattığımsın. Kahvaltının üçüncü çayı bittiğinde "Uyanamadın mı daha?" dediğim zaman "Ne gereği var?" diyen ilk insansın bana. Yıllardır, yaz gelince bir denize, belli bir denizin belli bir noktacığına gitmekten, orada birkaç gün geçirmekten umduğumuz, bu birkaç günde bulduğumuz nedir? Ödünç bir genlik mi? Bir bolartı tansığı mı? Bir çocukluk uçmağına uğramanın vazgeçilemez olmazlığı mı? Yoksa, bir özgürlük düşü ardında gizlenmiş mutluluk, sürünün içinde kalıp kurda nanik demenin çocuksu böbürtüsü mü?
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.