"İlla siyah olacaksan gecenin karanlığı ol, ol ki ruhum bir nefes alsın en derininden sessizliğinde ve şafak sökmeden ayaklanmadan şehrin kalabalığı mührü kırılsın bu nedametlerin...Yeter ki güneş doğsun, aralarım perdelerimi âmâ şiirlerim için..." Elif / Bu İşte Bir Yalnızlık Var
Yabu
"Kaç yıldır görmüyorsun buraları?" diye sordu Enver. Gözlerimi kerpiç damlarda, demiryolu boyunca uzanan tel örgüde, tel örgünün arkasındaki Suriye toprağında ve daha ötede, akşam karanlığına gömülen Resulayn kasabasında gezdirdim bir süre. "On iki yıl," diye mırıldandım. Sonra, on iki yıl adını verdiğim zaman dilimi,
Sayfa 83 - Everest
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Barış Bıçakçı'nın ilk okuduğum kitabı. Ankara sokaklarında gezen insan hikayeleri, sokağın kalabalığı, keşmekeşliği zihnimi yorsa da bildiğim ve yaşadığım yerlerde geçmesi severek okumama neden oldu. İnsanların hayatlarından kesitler sunan kitabın bazı bölümlerini okurken aklıma gece yaptığım uzun yolculuklar geldi. Gecenin geç saatlerinde hiç bilmediğim şehirlerden geçerken ışık yanan evleri hep merak ederdim. Acaba bu evlerde neler yaşanıyor? diye. Bu kitapta da etrafımızda gezen, dolaşan insanların hayatlarında neler oluyor, neler düşünüyorlar, üzüntüleri, sevinçleri neler buna şahit oldum. Yazarın akıcı ve samimi dilini çok beğendim.
Herkes Herkesle Dostmuş Gibi
Herkes Herkesle Dostmuş GibiBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20211,844 okunma
Yabu
“Kaç yıldır görmüyorsun buraları?” diye sordu Enver. Gözlerimi kerpiç damlarda, demiryolu boyunca uzanan tel örgüde, tel örgünün arkasındaki Suriye toprağında ve daha ötede, akşam karanlığına gömülen Resulayn kasabasında gezdirdim bir süre. “On iki yıl,” diye mırıldandım. Sonra, on iki yıl adını verdiğim zaman dilimi, içinde taşıdığı on iki
Gıdıl İsmet...
Beni merak ediyorsanız bu resimden bana bakın. dropbox.com/s/josp2eiqbczyc... Üzerimde duran küllük, yeşile çalan taşlı çakmak ve yarım bırakılmış bir Maltepe sigarasından ibaret. Gerisi alabildiğine toz, toprak. Unuttular bizi, işe yarar yanlarımızı söküp bir boş tarlaya çektiler hurdamızı. Şimdi kurda kuşa yuva
Gecenin bir vakti...
Gecenin bir vakti yola çıkmışızdır. Gökyüzünü seyredebilmek için kapatmışızdır arabanın farlarını. Sen ve ben, biz olurken sevdiğim... Gecenin koynunda birleştirmişizdir ellerimizi. Ve dünyanın en güzel kokusunda sevdiğim... Hapsetmişizdir kendimizi. Gecenin bir vakti yola çıkmışız. Yollar bomboş, aynı olması gerektiği gibi... Çünkü sen ve ben, biz olduktan beri en güzel kalabalığı yaratmışız sokaklarımızda. En güzel düşlere uyanmış, seni seyretmenin verdiği huzurla, ellerinden öpmüşüm. Yalnız kaldığım anlarda, en çok seni düşünmüşüm. Biz, farklı diyarlarda iki aynı beden, İki aynı ruh... Buluşması elzem...
Reklam
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.