Dalda yaprakta dolaşıyorum günboyu
Günboyu üzümde balda
Kavak duldasında söğüt altında
Seni söylüyor süpürge çiçekleri
Gecesefaları ve böğürtlenler
Mor mor konuşuyorlar senin adına
Sürekli bir gerginliği yaşıyoruz hepimiz
Bütün umutlarımız acılara ayarlı
Taşkın sularımızda baskı bentleri
Bir çağlayan sesine dönmüyor sevincimiz
Dönüp dönüp sürekli kendimizi yıkıyoruz
“dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
birazdan açar
kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı.
taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı…”
1 Ekim 1945
*
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar
kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda sessiz, cesur kanatlar
-----vatandan ayrılığa benzeyen ayrılığımızı..
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var
dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de. Birazdan açar kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar
kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda, sessiz, cesur kanatlar vatandan ayrılığa benzer ayrılığımızı.
-Nâzım Hikmet
Dağın üstünde:
akşam güneşiyle yüklü olan bir bulut var dağın üstünde.
Bugün de:
sensiz, yani yarı yarıya dünyasız geçti bugün de.
Birazdan açar kırmızı kırmızı:
gecesefaları birazdan açar
kırmızı kırmızı.
Taşır havamızda, sessiz, cesur kanatlar
vatandan ayrılığa benzer ayrılığımızı.
Bir gün öleceğim;
Kaçınılmaz bu.
Şaşılacak bir şey yok.
Ama tersine yaşıyorum
Ben sizlere göre.
İşte bunun için;
Çözük saçlı ikindisinde
Yorgun bir günün,