"Sana bahsettiğimiz şu mahkeme..." Ses tonundaki bir şey beni huzursuz etmişti. "Seni test etmek istiyorlar." Farklı bir dil konuşuyorlardı sanki. "Senin bir Yıkıcı olduğunu düşünüyorlar." Mirza bunu söylerken kollarını göğsünde kavuşturdu, bu savunma pozisyonu beni daha çok germişti. Armoni, alaylı bir homurtu çıkardı. Neden böyle davrandığını bilmiyordum. "Geceye doğanlardan biri olduğunu düşünüyorlar." Doruk, gözlerini kısarak tepkimi ölçmeye çalıştı. "Onlar, Bağımlılanı kontrol edebilir." Sözler kafamın içinde birkaç kez döndü dolaştı. Birbirimizin gözlerine kilitlenmiş bir biçimde uzun süre sessiz kaldık. Kontrol etmekle ilgili birkaç şey hafızamı kurcalıyordu, bana anlatılan masal sandıklarımdan.
Günümüz toplumlarının hepsi…
Bugünlerde de yaşantımızda değişen pek bir şey yoktu. Günlerimiz televizyondaki savaş haberlerini izlemekle geçiyor, sıranın bize gelmesinden endişeleniyorduk. Artık çoğu zaman ölülerimizi bile saymıyorduk. Boşnak halkı olarak savaşta ölenlerimizin arkasından ağlamıyorduk. Savaş buydu demek ki! Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık. Kendimizle, savaşla, kısacası her şeyle alay ediyorduk. Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, âdeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye' sığdırıldığı bir masal. Kadınlar her gün makyaj yapiyor, erkekler ise yolunda gitmeyen her şey için fıkralar uyduruyorlardı. Her yerde, her şeyde gizli bir direnişimiz vardı...
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
“Yaşananlar sanki bir savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin ‘bin bir geceye’ sığdırıldığı bir masal...”
Sayfa 173Kitabı okudu
Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye' sığdırıldığı bir masal.
Eşik
"Bu yekpare akış, durgun, derinden... Her aynada yalnız kendi görünen Bu yüz ve şifasız hüznü eşyanın Kendi cevherinde mahpus bir ânın Dağıttığı dünya hep yaprak yaprak, Dalgın, unutulmuş sesleri uzak Bir uykudan bana tekrar dönenler, İçimde, dışımda hep aynı çember! Bin elmas parıltı oyun ve halka Küçük ve hiç değişmez dalgalarla
Sayfa 63 - Dergâh Yayınları, 11.baskı-Ekim 2011Kitabı okudu
Dertler biraz da geceye benzer; yıldızı, mehtabı ve bir köşesinde kolonya çiçeği ferahlığı mutlaka bulunur. “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” Acı ve hüzün veren her şey insanı pişirir, olgunlaştırır.
Reklam
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.