Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, adeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşa- nanlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye' sığdırıldığı bir masal. Kadınlar her gün makyaj yapıyor, erkekler ise yolunda gitmeyen her şey için fıkralar uyduruyorlardı. Her yerde, her şeyde gizli bir direnişimiz vardı ...
Bu yekpâre akış, durgun, derinden... Her aynada yalnız kendi görünen Bu yüz ve şifasız hüznü eşyanın Kendi cevherinde mahpus bir ânın Dağıttığı dünya hep yaprak yaprak, Dalgın, unutulmuş sesleri uzak Bir uykudan bana tekrar dönenler, İçimde, dışımda hep aynı çember! Bin elmas parıltı oyun ve halka Küçük ve hiç değişmez dalgalarla Bende bana meçhul
Reklam
kaç şiir çekti içine beni kaç geceye vuruldum renkler geçti gözümden hep siyahta duruldum sorsalar gitmezdim bu şehirden sevmeseydim, unuturdum ...
Sayfa 96 - Bengisu YayınlarıKitabı okudu
Taha'nın ölümü
Ölen şehirlerdir Taha değil Kuruyan nehirlerdir Lambadır sönen kış dökülmüş içine Sonbahar yaprağı ırmağı emmiş Asfalttır çekilen sıva bereket toprağının Bu Tahanın ölümü değiş yürüyüşü mezarların Kabirlerin şamarıdır çağın yüzüne Geceye batışıdır taş bakışlarının Tarihle öpüşme bitmiş demektir Güneşten aya Aydan geceye inmiş demektir
Sayfa 59 - Diriliş Yayınları 11. Baskı 2016Kitabı okudu
Yolculuk
I O zamanlar gökyüzü biçilmiş buğday kokardı Çiğnenmiş üzüm, mısır püskülü, bostan yaprağı Toprak kokardı insan emeğiyle yoğrulmuş. Rüzgâr serin sesli konuğuydu evlerin Bulutlardan ağaçlardan saçlardan süzülen Bir dirim duygusuyla doldururdu odaları Yağmur ikinci adıydı akşamların Günün yorgunluğu üzerine dökülen Bir düş inceliğinde
Sayfa 115 - 1985/86Kitabı okudu
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
Reklam
Boşnak halkı olarak savaşta ölenlerimizin arkasından ağlamıyorduk. Savaş buydu demek ki! Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık. Kendimizle, savaşla, kısacası her şeyle alay ediyorduk. Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, adeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye' sığdırıldığı bir masal. Kadınlar her gün makyaj yapıyor, erkekler ise yolunda gitmeyen her şey için fıkralar uyduruyorlardı. Her yerde, her şeyde gizli bir direnişimiz vardı...
Sayfa 165Kitabı okudu
Bugünlerde de yaşantımızda değişen pek bir şey yoktu . Günlerimiz televizyondaki savaş haberlerini izlemekle geçiyor , sıranın bize gelmesinden endişeleniyorduk. Artık çoğu Zaman ölülerimizi bile saymıyorduk . Boşnak halkı olarak , savaşta ölenlerimizin arkasından ağlamıyorduk. Savaş buydu demek ki ! Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık . Kendimizle , savaşla , kısaca her şeyle alay ediyorduk . Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor , âdeta başka bir direniş sergiliyorduk . Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi . Direnişin ' bin bir geceye ' sığdırıldığı bir masal .....
Sayfa 165
Boşnak halkı olarak savaşta ölenlerimizin arkasından ağlamıyorduk. Savaş buydu demek ki! Anormal olan şeyleri nasıl da normalmiş gibi görmeye başlamıştık. Kendimizle, savaşla, kısacası her şeyle alay ediyorduk. Her şey yolundaymış gibi olaylara mizahi bir gözle bakıyor, adeta başka bir direniş sergiliyorduk. Yaşananlar sanki savaş değil de bir masal gibiydi. Direnişin 'bin bir geceye' sığdırıldığı bir masal. Kadınlar her gün makyaj yapıyor, erkekler ise yolunda gitmeyen her şey için fıkralar uyduruyorlardı. Her yerde, her şeyde gizli bir direnişimiz vardı...
Sayfa 165Kitabı okudu
Geri17
80 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.