Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

T.

Kar
Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanllık bir düşünceden, Ormanın uğultusuyla birlikte Ve dörtnala, dümdüz bir mavilikte Kar yağıyor üstümüze inceden Sesin nerde kaldı, her günkü sesin, Unutulmuş güzel şarkılar için Bu kar gecesinde uzaktan, yoldan Rüzgâr gibi tâ eski Anadolu'dan Sesin nerde kaldı? Kar içindesin! Ne sabahtır bu mavilik, ne akşam! Uyandırmayın beni uyanamam. Kaybolmuş sevdiklerimiz aşkına, Allah aşkına, gök, deniz aşkına Yağsın kar üstümüze buram buram Buğulandıkça yüzü her aynanın Beyaz dokusunda bu saf rüyanın Göğe uzanır -tek, tenha- bir kamış Sırf unutmak için, unutmak ey kış! Büyük yalnızlığını dünyanın. -Ahmet Muhip Dıranas
Reklam
Göremiyor olmak kimin umrunda?
Kalıcı olan yegâne varlık, bizi ve kâinâtı yaratan yüce Allah’tır. Dünyanın fânîliği, bize âhireti hatırlatmalı ve oraya hazırlanmayı öğütlemelidir. Aksi takdirde, dünyada miskin bir şekilde yaşayıp gitmeyi ve gayesiz bir hiçliği yücelten uzak doğu dinlerinin telkinlerinde bir fazîlet yoktur. Fazîlet, gözünü sonsuz âhirete dikerek, dünyaya metelik vermemektedir. . Yûnus Emre bu hakikati ne güzel söyler: Bu dünya kahır evidir, hem bâkî değil fânidir, Aldanuban kalma buna, tîz tevbeye gelmek gerek. Ne durur dünya çokluğu, eşkere durur yokluğu, Varlık sarâyın hakîkat âhireti bilmek gerek.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Her şeyin düzeleceğine inanarak dua etmek gerekir. Her şeyi düzeltebileceğimize inanarak mücadele etmek gerekir. Her şeyin biteceğine inanarak sabretmek gerekir.
Üşüyor insan. Kış bahane. Havadan soğuk insanlar var. Düşüyor insan. Ayaklar takılmasa dahi çelmeler var. Tebessümlere kanmalar, ardından kanamalar var. Ter ve gözyaşıyla bezenmiş hakedişlerin kursakta kalan hevesleri var. Gül tutanlara taş atanlar var. İşte böyle böyle düşüyor insan. Bir uçurumdan değil... Başka insanlardan çoğu zaman.. Hasılı dünya ne kadar kalabalık ve insan ne kadar tenha!
Reklam
"Bazen dünyayı içime sığdıracak kadar genişliyor yüreğim, bazen kendi çırpıntılarına bile dar geliyor. Bazen küçük bir gülücük bile yetiyor içimi ısıtmaya, bazen dağlara yükselen kahkahalar bile yetmiyor yüzümü gülümsetmeye. bazen inanılmaz derecede uçarı, bazen iflah olmaz biçimde kanadı kırık oluyorum. Hep aynı bedenin içinde yaşıyor ama kendimi bilemiyorum. Allah’ım günleri bir rahmet yorganı gibi üstümüze sar ve içimizi ısıt Allah’ım gönüllerimizi işgal eden buz dağlarını erit, hayatı renklendiren bir gökkuşağı iklimi ile donat günlerimizi."
"Hissiz değiliz, merhametsiz hiç değil. Sadece bu çağa denk gelmenin neticesinde duygularımızı saklar olduk, yeni bir insan tanımanın verdiği yükü taşıyacak takâtimiz yok. Sanki; tek bir hakkımız var da, bir tek o mutluluğu bekliyormuşuz gibi.. Gerisi yorucu, gerisi üzücü, gerisi fani.."
“Kaybolmaya çok ihtiyacın olduğunu sanıyorsun halbuki sen en çok bulunmaya muhtaçsın.."
gecenin ortasında ne işin var yıldızlara dokunma yanarsın bak birazdan ay da batacak karanlık bulaşmasın ellerine tersine döner yolunu bulamazsın içi dışı uzay tozu yansımalar sahi mi yalan mı anlayamazsın bir rüya gemisi iskele sancak dokunup geçiyor hayallerine ağlayasın gelir ağlayamazsın sevmek insanın yüreği kadar küçükse büyüğünü taşıyamazsın yalnızlığı da dene oldu olacak nasıl yankılanır derinden derine iyi midir kötü mü çıkaramazsın insan insanı kendisi tamamlar içinde başka dışında başkasın eksikliğin fazlana elbet bulaşacak öbürü sığacak bunun derisine yoksa sabaha sağ çıkamazsın Atilla İlhan - Yalnızlığı Denemek
“Ne beklediğini bilerek -ama, beklemeden- yaşayacaksın: en çok beklediğinin de, gelse bile birgün, hiçbir zaman beklediğin anlamda gelmeyeceğini bilerek... Yaşamın bir bekleme olacak -ama, beklemeden yaşayacaksın.”
Reklam
"Bomboş var olacağım. Kendi doluluğumun boşluğunda. Ve bir başıma. Ve bağımsız. Ovadaki yalnız ağaç gibi. Yaşlı ve büyük. Ve yalnız. O vadide. Bir yamaçta. Başıma buyrukluğumla tanınacağım."
"Bir şeylerden kaçar gibisin. Soluk soluğa ama hiç bir şey anlatmayacağına yemin etmiş gibi sakinsin. Gitmek istediğin belli bir yer yok ama kalmak istemediğinden artık eminsin. Sadece biraz olsun herkesin ve herşeyin susmasını istemişsin. Kendini duyabilmek için." Oğuz Atay
olur olmadık fikirlerle, onu öyle değil de böyle yaplarla, kendi yolunu benim yolumun üzerine koyanlarla, yürünmüyor bu yol anladım.. dengemi bozmayın, yaşamın bu denli karmaşasında kurmaya çalıştığım düzeni, düşüp kalkarken aralarda doğrulduğum.. o anlarda bir tokat da siz vurmayın, dengeme saygı duyun, kurmaya çalıştığım düzene izin verin, olan olacaktır.. artık lütfen kabul edin “sizin alınız al morunuz mor” * kabul ettim ben, beni kendi morumla bırakın.. kendi morumun yanına koyduğum sarımla,kırmızımla kalmak istiyorum izin verin.. yürümeyeceğim o yoldan, düşsem de kendi yolumdan gideceğim.. kabul edin Turgut Uyar-Denge
“Arada düşünüyor: -Ölüm var... Biliyoruz... Öyle bir biliş ki, bilmemenin ta kendisi... Ve nefsine soruyor. - Ya o ölürse? Bütün bir kâinat elinden çıkmış, ölümün dehşetini gûyâ anlamış gibi oluyor. Ve çarpılıp kalıyor.” Necip Fâzıl KISAKÜREK | Bâbıâli
163 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.