sosyalist kültür/stefan zweig ile “dünün dünyası”na bakmak
Stefan Zweig, “Dünün Dünyası”[1] adlı kitabının önsözünde kendini “her yerde ve hep bir Avusturyalı, bir Yahudi, bir yazar, bir hümanist ve barışsever” olarak tanımlıyor. Zweig’ın trajik ölümünden (22 Şubat 1942) önce yayıncısına gönderdiği hem geçmişin hatırlanması hem de gelecek nesiller için bir uyarı olarak yazılan “Dünün Dünyası”, edebi
1957 – 59
İstanbul, Fatih,
Bütün gün beni, bu kâğıtların başında oturmaya iten yalnızlığımı düşündükçe acımın artmasını istiyorum. Bu büyük, kalabalık şehirde hiçbir teselli yok benim için. Acım, çok önceleri, başka sokakların, başka pencerelerin, yatak odalarının, bütün o anlamsız eşyanın bulunduğu ortamda çok daha büyüktü. Şimdi başka bir
Kutsal Kitap'ın tanıklığı, Mesih'in kendi halkının günahları için sadece öldüğünü değil, aynı zamanda üçüncü gün ölümden dirildiğini bizlere aktarır. İsa Mesih'in dirilişi Hristiyanlığın temellerindendir. Eğer Mesih dirilmediyse, Müjde sadece bir efsanedir ve imanımız da boştur (1.Korintliler 15:14) Ancak Mesih'in dirilişi
Tarih bile, istediği kadar doğru olsun, okuyucusuna layık olabilmek için olayları istediği kadar olduğundan daha abartılı, daha değişik göstermemeye çalışsın, yine de en azından görece önemsiz ve dikkat çekici olmayan durumları geçiştiriverir. Bu yüzden tarihin anlattığı olaylar hiçbir zaman gerçeği olduğu gibi yansıtmaz, dolayısıyla tarihsel kaynaklardaki örneklere göre kendilerine davranış kalıpları çıkarmaya çalışan insanlar, geçmiş çağların Kahramanlarının çılgınlıklarına kapılır ve boylarından büyük işlere kafa yormaya başlarlar.
Bugün sabrımın cırmalandığı yerdeyim,
Değişik bir ruh hâliyle,
Öfkemi, sinirimi zorla boğazıma tıkıyorum.
Bugün küfür ağzımdan çıkmamak için direnir,
Günah kucağımda tepişir,
Estağfurullahlar savurgan oldu.
Bugün günüm günüme lanet etmeyeceğim,
İnadına işte basbayağı inadına.
İstanbul şeytani tırnaklarını geçirse de bağrıma,
Nasıl olsa uyanacağım
gerçeği en az benim kadar merak ettiğini seziyorum. bütün ömrü böyle sorularla, zorluklarla geçmiş. içindeki evren her mevsim genişlemiş, dibine ses düşmeyen bir uçuruma dönüşmüş.