Hayali diyaloglar vol2
James Joyce: Ah, güzel bir gün, değil mi? Kelimelerin dansıyla dolu dünya... Sade: Ah, James, ne kadar naifsin. Kelimelerle dans ederken, ben onları yatağa atmayı tercih ederim. James Joyce: Ah, cinselliğin sıradışı dansıyla ilgili yazabilirdiniz belki de. Ancak sanatın yatağı, sayfalar arasında gizlenen gizemlerle
İnterneti Daha Güvenli Hale Getirmek İçin Yapmamız Gerekenler
Teknoloji şirketleri bizleri daima büyük bir çözümün gerektiğine ikna etmeye çalışıyor. Tarihse tek bir büyük çözümden ziyade çok sayıda ufak çözüm bulmamız gerektiğiniz söylüyor özellikle sürdürülebilir bir değişim arzuluyorsak. İlk adım olarak bu işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeliyiz, yoksa daha önce finans alanında olduğu gibi internete de
Sayfa 319-321
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
Batıl inançlı değilsiniz. Ama bu küçük araba bizim geleceğimiz, küçük gelecek, sonrası düşkünler yurdu olacak, bir bekleme salonu bile değil, mezarlık girişi.
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
SEVDA ÇİÇEĞİ Herkese Merhabalar... Bugün sizlere çok merak ederek aldığım ve aldığıma değdi dediğim harika kitabım ile geldim. Hatta öyle sevdim ki 1 gün bile demeden bir baktım bitmiş. Tanıdık şeyler buldum daha da sevdim böyle yeşilçam tadı aldım ama yetişkin okur ibaresinin de eklemem gerek. Zira klişe diye tabi edilen o harika kıstaslar olsa
Sevda Çiçeği
Sevda ÇiçeğiSıla Koçak · Pukka Yayınları · 202451 okunma
104 syf.
·
Not rated
·
Read in 30 hours
Vicdanımıza hesap vermemiz her zaman hep geç olacak
Hepimiz hayatının bir döneminde bir yerde bir şekilde başına geldiği an, o düşüş, o kırılma noktası... Herkesin içinde yatan itiraf edemediği, insanın kendi bencilliklerini ve çaresizliklerini gördüğü ve kendiyle çelişmek ve yüzleşmek zorunda kaldığı içsel hesaplaşmalar, sorgulamalar, sancılar.... Aslında hepimiz bir düşüş içindeyiz. DÜŞÜŞ, kötü geliyor kulağa değil mi? . Bilirsiniz uykuda bile düşeriz o boşluğa. Uykuda, hayalde, gerçekte bir düşüş ki hiç bırakmaz peşimizi... Kitaba gelecek olursam da Clamence'nin kırılma yaşadığı ve duyduğu kahkahanın aslında birgün hepimizin, içimizde duyacağı bir vicdan sesi olduğu gerçeği... Belki bizim de vicdanımız alay ederek düşmemizi bekliyordur bir köşede... . Kitabın dili ağır olsada, okurken bazen zorlansamda asla bırakmak istemedim.Tekrar tekrar okumak isteyeceğim, ve her okumamda da bana farklı duygular hissettireceğine inandığım kitaplarım arasında çoktan yerini aldı bile.
Düşüş
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915.1k okunma
Reklam
Sözleri şöyleydi:
İngiltere ve İrlanda'nın hayvanları, Bütün ülkelerin, bütün iklimlerin hayvanları, Kulak verin müjdelerin en güzeline, Düşlediğimiz Altın Çağ önümüzde. Er geç bir gün gelecek, Zorba İnsan devrilecek, İngiltere'nin bereketli topraklarında Yalnızca hayvanlar gezinecek. Burnumuza geçirilen halkalar, Sırtımıza vurulan semer sökülüp
Erkek Domuz ReisKitabı okudu
134 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Okunmalı...
Sait Faik yalnız bir adamdır,yaşamın tekdüzeliğinden sıkılmış,yanlız ama mutlu bir adam...İyi bir gözlemcidir ;yaşamı ve insanın hallerini seyreder,öyküleri gerçek yaşamından gözlemlerinden kesitlerdir, kurgu yok gibidir.Derin bir insan,hayvan ve doğa sevgisine sahiptir,bunu eserlerine sade akıcı ve samimi bir dille yansıtır. Bir ada insanı
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913.5k okunma
Hayatta biriktirdiğim …
Dilden çıkanlar konuşulanlar neden önemli? Kelimelerin hayat bulma durumu var.. Kelimenin hay olma durumu değiştik.. Kelime ağızdan çıkınca bir ok gibidir yerini bulmadan sonu olmaz.. Bundan dolayıdır ki ya sus ya doğruyu söyle… Ve en güzel Doğru Dua dır En çirkin söz ise Bedduadır yerini bulmayanlar geri döner dedik… Duanın dönmesi ve Bedduanın
İlk başta bizim ebemiz olan zaman, gün gelecek celladımız olacak. Dün zaman bizi emzirdi ama yarın bizi yiyecek.
Reklam
Destana Memê Alan
(…) Zînê got: “Lolo, Memo, dilê min bi kul û bi jan e. Madem ku tu guh nadî gotinên merivane Ji berê da, xelkê kêmanî xistine derê me jinane, Dibêjin: “Jin parsiya kêm in û rûreşiya dê û bavane.” Were destê xwe bavêje destê min û min çek ke ser pişta Bozê Rewane, Berê xwe bide welatê xwe, bajarê Mixribiyane, Bila heywan me her duyan bibe,
Sıradan kır çiçekleri bile solup gider ama sonra yeniden açarlar. Şuradaki sakız salkımı gelecek haziranda yeniden açacak, şimdiki gibi sapsarı olacak. Bir aya kalmadan şuradaki filbahri dallari mor yıldızlarla dolacak, Tanrı’nın her yıl verdiği yaprakları arasından mor yıldızlar göreceğiz. Bizim gençliğimizse bir gittiğinde asla geri dönmez. 20 yaşındayken damarımızda coşkuyla atan nabız giderek yavaşlar. Bacaklarımızda mecal kalmaz, duygularımız çürümeye başlar. Tiksinti veren kuklalar olup çıkarız. Korkup uzak durduğumuz tutkuların, tatmaya çekindiğimiz enfes günahların anısı rahat, huzur bırakmaz bizde. Ah, gençlik! Dünyada gençlikle boy ölçüşebilecek hiçbir şey yoktur.
Sayfa 32 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
"Odysseia'nın sekizinci kitabında tanrıların, gelecek kuşakların söyleyecek bir şeyleri olsun diye şarkılarını mutsuzluk örüntüleriyle süslediklerini okuyoruz; otuz yüzyıl sonra Mallarmé, "Dünya bir kitaba konu olmak için var" derken sanki kötülüğün varlığını estetik açıdan doğrulayan aynı anlayışı yineliyor. Ancak iki teleoloji bütünüyle çakışmıyor. Yunanlınınki sözlü kelam dönemine rastlıyor, Fransızınki ise yazılı kelam dönemine. Birinde şarkılardan söz edilir, ötekinde kitaplardan. Bizim için bir kitap, herhangi bir kitap, kutsal bir nesnedir; insanlara fazla kulak vermeyen Cervantes, "sokaktaki yırtık kâğıt parçaları"nı bile okurdu. Bernard Shaw'un oyunlarından birinde alevler İskenderiye Kütüphanesi'ni tehdit eder; bir karakter, "insanlığın belleği yanıp kül olacak!" diye haykırır; Sezar ona şöyle der, "Bırak yansın, o bir utanç anıtı." Bana kalırsa tarihteki Sezar yazarın ona atfettiği bu düşünceyi ya onaylayacak ya da reddedecek, ama bizim gibi kutsala saygısızlık olarak değerlendirmeyecektir. Nedeni açık: Eski çağların insanı için yazılı kelâm, sözlü kelâmdan sonra gelen bir şeydi."
Sayfa 175 - Kitap Kültü ÜzerineKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.