Cesaret Sıkma Makinesi
“evet, tabii, efendim! Mümkünse haftanın yedi günü ve mümkünse iki işte birden çalışmayı severim.” “neden?” “para için, efendim. Renkli televizyon, araba, ev, ipek pijamalar, iki köpek, elektrikli tıraş makinesi, hayat sigortası, sağlık sigortası ve diğer sigortalar, çocukların eğitimi,otomatik garaj kapısı, pahalı giysiler ve Kırk beş dolarlık ayakkabılar, fotoğraf makinesi, yeni koltuklar, yeni yatak, duvardan duvara halı, kiliseye bağış, merkezi ısıtma.” “pekala, pekala. Kes. Bu imkanlardan ne zaman istifade edeceksin?” “anlamadım efendim?” “gece gündüz iki işte birden çalışırken bu lüks hayatı yaşayacak zamanı nereden bulacaksın?” “günü gelecektir, efendim, günü gelecektir!” “peki çocuklarının bir gün büyüyüp senin hıyarın teki olduğunu söyleyeceklerinden korkmuyor musun?” “hayatımı onlar için çalışarak geçirdikten sonra mı? Elbette, hayır!”
Sayfa 79 - Epub
Kapitalistlerin İdeolojik Direncini Her Alanda Kırmak Komünistin Asli Görevidir
Rus işçi hareketimizin ilk zamanlarında sosyalist insanlar arasında şunları söyleyenler vardı: “Ekonomi dev öneme sahiptir ve ona tüm dikkati göstermek gerekir. Bu yüzden siyasal savaşım gereksizdir, doğru siyasal düzen kendiliğinden gelecektir.” Böyle konuşan sosyalistlere o zamanlar “Ekonomistler” denirdi. O zamanlar hem Plehanov hem de Vladimir İlyiç “Ekonomistler"e karşı en şiddetli savaşımı verdi ve mutlakiyete karşı ve Çarlık sisteminin sağlamlaştırılmasına, çiftlik sahipleri ve kapitalistlerin egemenliğinin sağlamlaşmasına, işçi sınıfının ezilmesine götüren tüm görüşlere karşı, tüm ideolojiye karşı savaşımın mutlak zorunluluğunu kanıtladılar. “Ekonomistler” yerle bir edildi, hiç kimse onlara yüz vermedi. Bugün bile, sosyalist inşa için ekonomik koşulların yaratılması nedeniyle ideolojik cephedeki savaşımdan vazgeçildiğini sanmak, elbette en büyük hata olurdu. Komünistler böyle düşünmez! “Bizim görevimiz” diye yazıyordu Vladimir İlyiç, “kapitalistlerin her tür direncini, yalnızca askersel ve siyasal olanı değil, en derin ve en güçlü olan ideolojik direncini de kırmaktır."
Sayfa 299 - 1. baskı - Ağustos 1995
Reklam
Hapishaneler ve tımarhaneler var olduğu sürece içinde birinin oturması gerekir. Siz değilse ben, ben değilse başka üçüncü biri elbet girecektir buralara. Hapishanelerin ve tımarhanelerin, pencerelerdeki parmaklıkların ve bu sabahlıkların uzak bir gelecekte olacağı zamanı bekleyin. Elbette o gün er ya da geç gelecektir.
Hapishaneler ve tımarhaneler var olduğu sürece içinde birilerinin oturması gerekir. Siz değilse ben, ben değilse üçüncü biri elbet girecektir buralara. Hapishanelerin ve tımarhanelerin, pencerelerdeki parmaklıkların ve bu sabahlıkların uzak bir gelecekte yok olacağı zamanı bekleyin. Elbette o gün er ya da geç gelecektir...
Sayfa 31 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Nahl/111
Her nefsin, (ana-babasının, çocuklarının ve en yakınlarının derdine düşmeyip, sadece) kendi nefsi tarafından mücadele vermek üzere geleceği, böyle ce yapmış olduğu şeyin (karşılığı) herkese tastamam verileceği ve onların (sevapları eksiltilerek ya da gü nahları artırılarak) zulme uğratılmayacakları günde (Allâh-u Te’âlâ’nın, dostlarına rahmeti belirgin hale gelecektir)! Rivayete göre; Ömer ibni Hattâb (Radıyallâhu anh) bir gün Kâ`bü’l-Ahbâr (Radıyallâhu anh)`a: “Bizi biraz korkut!” deyince o: “Ey müminlerin emîri! Canım kudret elinde olan Zât’a yemin ederim ki; kıyâmet gününe yetmiş peygamberin ameli gibi sâlih amellerle kavuşsan da elbette öyle anlar gelecek ki, kendinden başka kimseyi dert etmeyeceksin! Şüphesiz cehennem öyle bir gürüldeyecek ki, ne kadar mukarreb melek ve İbrâhîm (Aleyhisselâm) dâhil ne kadar gönderilmiş nebî varsa mutlaka dizleri üstü çökerek: ‘Yâ Rabbi! Kendimden başka kimseyi istemiyorum!’ diyecektir. Allâh’ın indirdiği âyetler içerisinde bunun tasdîki: ‘Herkesin kendi adına mücâdele edeceği o gün...’ âyetindedir.” dedi (Hâzin)
- Hapishaneler ve timarhaneler var olduğu sürece için de birilerinin oturması gerekir. Siz değilse ben, ben değilse başka üçüncü biri elbet girecektir buralara. Hapishanelerin ve timarhanelerin, pencerelerdeki parmaklıkların ve bu sabahlıkların uzak bir gelecekte yok olacağı zamanı bekleyin. Elbette o gün er ya da geç gelecektir.
Reklam
Birinin önüne çıkacağı beş alçak merdiven basamağı, bir başkasının önündeyse tek ama on beş basamağın toplamı kadar yükseklikte bir basamak olması gibidir bu; birinci kişi yalnızca bu beş basamağın değil, daha yüzlercesinin ve binlercesinin üstesinden gelecektir, büyük ve çok yorucu bir yaşam sürmüş olacaktır, ancak çıktığı basamaklardan hiçbiri onun gözünde ikinci kişi için o tek, ilk, yüksek, sahip olduğu bütün güçleriyle tırmanılması olanaksız, ne yukarı ve elbette ne de dışına çıkabildiği basamağın taşıdığı anlamı taşımış olamayacaktır.
Sayfa 44 - İş BankasıKitabı okudu
42) Hakkı bâtıl ile bulandırmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin! Hiçbir dayanağı olmayan yorum ve iddialarınızı Kur’an-ı Kerim’e karıştırarak, gerçekleri çarpıtmayın! 43) Namazı dikkat ve özenle kılın, zekâtı verin ve Allah’ın hükümlerine boyun eğen şu müminlerle birlikte siz de boyun eğin! Başkalarına iyilikten, doğruluktan dem vuruyor, fakat kendiniz en büyük kötülükleri yapmaktan çekinmiyorsunuz! 44) Siz insanlara iyiliği öğütler de, kendinizi unutur musunuz? Oysa Kutsal Kitabı okuyup duruyorsunuz, hiç aklınızı kullanmaz mısınız? O hâlde, gelin şu anlamsız inattan vazgeçin de Rabb’inize yönelin: 45) Sabırla ve namazla O’ndan yardım dileyin. Yaratıcınızla aranızdaki gönül bağını sürekli canlı tutun; yeryüzünde adâlet ve doğruluğu egemen kılma uğrunda verdiğiniz mücâdelede, zorluklar karşısında asla yılgınlığa kapılmadan, umudunuzu ve direncinizi kaybetmeden hedefe doğru adım adım ilerleyin! Hiç kuşkusuz bu görev, Allah’a saygıyla boyun eğenlerden başkasına elbette ağır gelecektir.
Sayfa 22 - Bakara suresi
... Birinin önünde çıkacağı beş alçak merdiven basamağı, bir başkasının önündeyse tek ama o beş basamağın toplamı kadar yükseklikte bir basamak olması gibidir bu; birinci kişi yalnızca bu beş basamağın değil, daha yüzlercesinin ve binlercesinin üstesinden gelecektir, büyük ve çok yorucu bir yaşam sürmüş olacaktır, ancak çıktığı basamaklardan hiçbiri onun gözünde ikinci kişi için o tek, ilk, yüksek, sahip olduğu bütün güçleriyle tırmanılması olanaksız, ne yukarı ve elbette ne de dışında çıkabildiği basamağın taşıdığı anlamı taşımış olamayacaktır.
Sayfa 44 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
875 öğeden 571 ile 580 arasındakiler gösteriliyor.