“Evet, boğaz ekmek ister, beden de giyecek  tabii.” dedi. “Geçimlik parayı kazanmak için çalışmak gerek.
Ancak böyle anlatılabilirdi
Dinle. Sevmek alışveriş değildir. Geometri değildir, aritmetik değildir. En değerli şeydir belki, ama karşılığında hiçbir şey alınamaz. Karşılıksız bir çeke atılmış, kuru bir imza değildir sevmek. İskambil kâğıdı değildir, zar değildir, bir dilim ekmek değildir, bir kadeh içki değildir, hesap pusulası değildir sevmek. Sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil. Sevilmekse; sevmenin mükâfatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. Sevgi; gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. Sevgi; dudak değildir, göz değildir, saç değildir. Sandalye değildir sevgi, yatak değildir, çarşaf değildir. İçki değildir, içemezsiniz, fakat her şeyden güzeldir sarhoşluğu. Geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir, heykel değildir. Okuyamazsınız, kitap değildir. Bilmece değildir, çözemezsiniz. İsteseniz de içinizden atamazsınız, kan değildir, kesip damarınızı akıtamazsınız. Siz ağladıkça o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir. Kuş değildir uçmaz, çiçek değildir koklanmaz. Bitmez, çile değildir. Ne desen o değildir sevmek.
Reklam
Sonsöz
Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde; “Kişi, sevdiği ile beraberdir.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Edeb, 96) Peygamber Efendimiz’le âhirette beraber olabilmek, O’nun yakınında bulunabilmek; her mü’minin en büyük arzu ve hasretidir. Bu nîmete erebilmek ise Efendimiz’i gerçek mânâda sevmekten geçmektedir. Fakat sevginin kantarı fedakârlıktır.
Sayfa 99 - Erkam Yayınları
.... Yaşlılık tedavi edilmesi gereken bir durum olarak sunuluyor bir süredir. Anti-anging sektörü bu hokus pokustan ekmek yiyor... Modern tecrübe, insanın yaşadıkları ile iç yaşantısı arasında duvar örüyor, yaşadıklarımız iç dünyamıza bir derinlik, bir bilgelik olarak yansımasını önlüyor....
.... Yaşlılık tedavi edilmesi gereken bir durum olarak sunuluyor bir süredir. Anti-anging sektörü bu hokus pokustan ekmek yiyor... Modern tecrübe, insanın yaşadıkları ile iç yaşantısı arasında duvar örüyor, yaşadıklarımız iç dünyamıza bir derinlik, bir bilgelik olarak yansımasını önlüyor....
Hz. Ömer , Ebu Ubeyde b. Cerrah'a "haydi evine gidelim" dedi. "Evimde ne yapacaksın? Üzerime göz yaşlarını mı akıtacaksın?" Birlikte Ebu Ubeyde'nin evine vardılar, orada dünyalık bir şey bulamadı halife. "Senin erzakın nerede? Bir eyer, bir su kırbası ve bir tastan başka bir şey göremiyorum! Sen komutansız, senin yiyeceğin yok mu?" Ebu Ubeyde kalktı bir küp getirdi, elini içine soktu, ekmek kırıntılarını çıkardı. Hz. Ömer o an, göz yaşlarını tutamadı. Ebu Ubeyde "ben sana, üzerime göz yaşlarını mı dökmek istiyorsun, diye sormamış mıydım? Ey müminlerin emiri insana az miktarda geçimlik yeter.." dedi.
Sayfa 452 - SEMERKAND
Reklam
409 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.