YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI
«Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.»
Uvertür
Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük.
*
Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Hayatımın merkezi yapıp karşılığında huzuru tadacağım insan, her neredesin bilmiyorum ama artık gelsen iyi olur.
Ben seninle aşkı yaşamaya da, Galata'ya çıkmaya da, Adalar'a gitmeye de, seni sevmeye de hazırım.
"Bir bilire göre şöyle bir söylenti var; İstanbul’a geldiğinde denizi bir kez görsen dahi seni büyülermiş. İstemeden gelsen bile kısa bir süre sonra âşık olurmuşsun.." dedi.
Doğruluk payını düşündüm birkaç saniye. Mümkün olmayabilirdi ya da tam tersi. "Yaşamadan bilemem. Ama dünyanın gözdesi olan bir şehir burası, bende sevebilirim." dedim.
Yürürken bakmadım ona. Ama hepimiz sessizce ondan gelecek bir cümle beklemiştik. Kimse tek kelime etmemişti.
"Yaşarsın, bir de bakmışsın tüm varlığınla sevmişsin." dedi.
Bu sözler bana bir şeyler çağrıştıyordu ama ne olduğunu çözemedim. İçimden geçen cümleyi söylemekten zarar görmedim. "Olabilir. Belki... Tüm varlığımla sevebilirim."