Servet-i Fünun dönemi yazarlarından en çok okumak istediğim Gürpınar ile tanışma eserim oldu bu kitap. İsmi dolayısıyla başlarken bir aşk romanı okuyacağımı sanmıştım fakat tamamıyla yanılmışım. Çapkın bir genç olan Şadan Bey’in ilk gençlik ve evlilik yıllarının anlatıldığı kitapta, kadın-erkek ilişkileri, doğu-batı çatışması gibi edebiyatımızda en çok kullanılan konular ele alınmıştı.
Atalarımız “Ava giden avlanır.” demiş ve Hüseyin Rahmi Gürpınar’da bu eseri sanki bunun için yazmış. Çapkınlığın kitabını yazan karakterimizle birlikte ahlak konusu derinlemesine irdelenmiş ve şu sonucu okuyucunun suratına soğuk su misali çarpmış Gürpınar: “Ahlak, herkes içindir. Bunu kadın veya erkek diyerek ayırmaya gerek yoktur.”
Özellikle kadın-erkek ilişkileri ve ahlak üzerine anlattıklarıyla önemli bir dönem eseri olduğunu düşünüyorum. Şadan Bey’in entrikalı hayatına tanık olmak istiyorsanız tavsiye edebileceğim bir eserdir. Keyifli okumalar.
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,329 okunma
Sonsuz gençlik ve güzelliğe sahip olmak isteyen Dorian, dileğinin kabul olması üzerine insani değerleri yitirmeye başlar... Dorian'ın psikolojisi ve Lord Henry'nin felsefi yaklaşımıyla ortaya çok güzel bir eser çıkmış. Konunun özgünlüğü, yazarın dili ve çeviri oldukça iyiydi. Yazıldığı dönemi yansıtması itibariyle de klasik olmayı tam anlamıyla hak etmiş bir kitap.
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu / Peyami Safa
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Peyami Safa
|
ÖTÜKEN NEŞRİYAT
sayfa sayısı: 112
Peyami Safa’nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında “insan ruhunun derinliklerinde ve labi¬rentlerinde dolaşan ilk roman” olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar
Zweig gençlik dönemi yapıtlarından Akılda öğrenim için Viyana'ya giden genç bir tıp öğrencisinin büyük kentin gerçekliğine uyum sağlama ve yetişkinlige adım atma sürecini anlatır. Kendini birdenbire ailesinden uzakta soğuk bir odada yapyalnız bulan bu "cocuksu" genç adam, zamanla girdiği bunalimin etkisiyle hayallerinden başlangıçta büyük bir hevesle sandığı tıp eğitiminden vazgeçme noktasına gelmiştir. Tam da o günlerde kızıla yakalanan ve yardımına ihtiyaç duyan bir kız çocuğu onu hayata geri çağır...
1908 yılına ait bu anlatı, Zweig'ın daha o zamanlar çoktan bir novella üstadı olup çıktığının kanıtidır adeta. Üstelik, yazarın sonraki yapitiannda siklikia karşılaştığımız bir temanın peşine henüz kanyerinin başındayken düştüğünü,
gaddar bir dünyada varoluşunu sürdüremeyecek kadar kırılgan insanların acılarını baştan beri dert edindiğini ortaya koyar.
kitap hakkındaki düşüncelerim
Eğlenceli bir gençlik romanıydı. Yabancı yayınlarının ciltli ve büyük puntolu kolay okunan kitap baskılarını çoğumuz seviyoruzdur sanırım. Haziran ayını ruhen yorgun ve çok az kitap okuyarak geçirince , temmuz ayına daha kolay okunabilir kitaplarla başlamak istedim. Ama uygun yaş döneminde bile çok da genç/ genç- yetişkin kitapları okumadığımı düşününce , kitabı elime aldığımda önyargılarım vardı, ama gerçekten eğlenceliydi ve iyi geldi , çabasız bir okuma oldu. Annesinin kanserden ölümü sonrası tatsız bir yas dönemi geçiren 13 yaşındaki Stewart, babası ile birlikte eski evlerinden taşınıp , babasının yeni kız arkadaşı Caroline ve 14 yaşındaki kızı Asley’in oturduğu eve taşınırlar ve karışık/ modern bir aile oluştururlar, üstelik bu evin bahçesinde yer alan minyatür evde Asley’in , gay olan babası da oturmaktadır, Stewart aksini umsa da ilk zamanlar yeni başladığı okuldaki hayatı da evdeki hayatı da çok yolunda gitmez, Asley ile ilişkileri de başlangıçta hiç iyi değildir, onların başlarından geçen olayları bir küçük dahi , uyumlu Stewart’ın ağzından, bir de okulun havalı, kibirli, güzel kızı , derslerde pek de başarılı olmayan Asley’in ağzından dinliyoruz. O yaş grubunun bakış açısını yansıtması bakımından gerçekçi ve güzeldi.
Gençlerle ilgili problemleri derinlemesine ele alınması ve kitabın içerisinde birbirinden değerli, alanında uzman kişilere danışılması , üst düzey bir kitap olmasını sağlamış.
Bence bugün ihtiyacımız olan ve üzerinde en çok durulması gereken konu gençlerdir. Ne yazık ki bugün bu konu hakkında yeterli eserler oluşturulmuyor, gençlerin
