Gençlik adaletsizliğe doğru yöneldiği zaman, bilincin aynasına bakmayı göze alamaz.>> Oysa olgunluk çağı kendini bu aynada görür. Yaşamın bu iki evresindeki tüm ayrım buradadır.>>> Balzac
İnsanlar gibi ulusların da gençlik ya da olgunluk çağı vardır diyebiliriz; onları yasalara bağlı kılmadan önce, bu çağın gelmesini beklemek gerekir.
Sayfa 42
Reklam
Şüphenin Peygamberi Descartes ve “Meditasyonlar”
‘Tasavvur etmek’ bir diğer adıyla ‘Düşünmek[1]’, birtakım metafiziksel tehlikeler içerir. Düşünmeye adadığınız her zaman dilimi, hayatınızın gerçekliği ─ve en önemlisi─ varlığınızın anlamı üzerine gölge düşürüp onları şüpheye gark edebilir. Düşünmek daha doğrusu “derin düşünce hali” tehlikelidir. Düşüncenin sonsuzluğu ve muğlaklığı düşünen bireyi
Gençlik ve olgunluk çağlarında yaşamlarını palavra üzerine kuran bu insanlar şimdi yaşlılıklarında kendi başlarının çaresine baksın, diledikleri köşelerinde kendi başlarına ölsünler. Çocukluğumuz üzerine kabus gibi çöreklenenler, bilinçli yıllarımızı elimizden alamayacaklar, kendi çaresizlikleri sıkıntıları -bize kendi mutluluklarımızı çok görerek- tepemize atamayacaklar. Ben kimseye acımıyorum.
Sayfa 31 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
En büyük zaafı: Kumar
Kadın: Bana mahrumluğumu anlatmaktan başka bir şey getiremiyordu. İçki: Zaten marazi çaptaki coşkunluğumu kamçılamaya muhtaç olmadığım için onunla bağdaşamıyor, anlaşamıyor, onu fıtrattan sevmiyordum. Kumar: İşte felâketim!.. Kendimden kaçmak ve içimdeki sabit fikirleri uyutmak için bende ilâç haline gelen gebertici zehir... Beni çürüten, şahsiyetimi lif lif yolan, dış hayata ve cücelere karşı müdafaalarımı tek tek düşüren bu zehir, şeytanın içime girmek için ruh kalemde açtığı en korkunç gedikti. Paris’ten getirdiğim ve ilk gençlik, gençlik, olgunluk, hattâ ihtiyarlık çağına kadar kendimi su ve ekmek ihtiyacından fazla kaptırdığım, arada bir büyük davranışlar ve dövünmelerle arka çevirip tekrar ağına tutulduğum bu zehir, (Aşil)in topuğundaki zayıf nokta hayâline taş çıkartacak çapta, üstüne şeytanın eli değer değmez teslim oluverdiğim bir ukde yaşatıyordu ruhumda...
İnsan olgunluk yıllarında, diğerlerinin adaletsizligine alışıyor, normal bir şeymiş gibi, bazen acıyla ve çoğu zaman da gülerek karşılıyor. Ama ulvi ve güzel şeylere inanmak istediğin gençlik yıllarında, insanların adaletsizligi sert bir şekilde şaşırtıyor ve yüreğinde anlatılamaz kederlere neden oluyor. Bu ruh haliyle ilgili olarak, gençleri belki, biraz fazlaca azarlayacak ve gençlerin yüreğindeki yüceliği ve iyiliği suçlayacak bayronizm bir şeyler söylemeli! Ruhsuz insanlar hiçbir zaman, hiçbir şey için acı çekmezler.
Sayfa 71 - Vladimir ODOYEVSKİ / Yeni yılKitabı okudu
Reklam
Çocukluk ve hele ilk gençliğin başlangıcı, kimsenin anlayamadığı hayat basamaklarıdır. Aynı çağları kendileri de yaşamışlardır, ama analar babalar, evliler, bekarlar, bu yaştakilerin halinden anlamazlar; isabet ki anlamazlar, yoksa hayat çekilemeyecek kadar birörnek olurdu: Çocukluk, gençlik, olgunluk ve ihtiyarlık dört ayrı hayat, dört ayrı yaşam tarzıdır; bunların birini ötekinin kalıbına dökmeye çalışmak hepsini öldürmek demektir.
Sayfa 26
Ne yazık ki vücudun harabesi zekanın olgunluk zamanına tesadüf eder. Manasız çocukluk, tatsız gençlik, sinni kemale hazırlanmaktan başka nedir? Zeka; nar ayva ve portakal gibi geç renk ve rayiha bulan bir sonbahar mahsulüdür. En az kırk sene güneşte pişmeden bu asil meyve ballanmıyor.
1,000 öğeden 881 ile 890 arasındakiler gösteriliyor.