Bizim şahsi hikayemizi ise babamızın spermiyle annemizin yumurtasının buluşmasıyla başlatabiliriz. Annemizin karnında şefkatli kısa bir dönemden sonra gözümüzü dünyaya açıyoruz. Bebeklik, çocukluk, gençlik, okul, iş, evlenme, çoluk çocuk, orta yaş, yaşlılık diye hayat hızla ilerliyor. Çocukken “Bir büyüsem” diye arzuluyoruz, yaşımız ilerlediğinde “Keşke çocuk olsam” diye iç geçiriyoruz. Ve sonunda ne olduğunu anlamadan hepimiz arkası olmayan bir güne kavuşuyoruz. Adeta muhteşem dekorlu bir tiyatro gösterisini birkaç saniye seyretmemizden sonra bir anda perde kapanıyor ve “Hepsi bu kadar” deniliyor. İçimizden “Daha yok mu?”desek de perde iniyor; tüm sevdiklerimiz ve güzellikleriyle dünya arkamızda kalıyor. Milyarlarca yıldır genişleyen bu evrene, milyonlarca canlı türünü barındıran bu dünyaya, dostlarımıza ve en içten sevdiklerimize veda bile edemeden gidiyoruz, daha önce giden sevdiklerimiz gibi. Evrenin böylesine muhteşem ve gerçek hikayesinin bir parçasıyız ama milyarlarca yıla yayılan bu hikayede ömrümüz bir yüzyıl bile değil. Üstelik hayatımızın üçte biri kadarı uykuda, önemli bir bölümü tuvalette ve yolda geçiyor.
“İçindeki çocuk hiç ölmez Çocuk hep oradadır Deneyimlerle sarmalanır Ergenlikle sarmalanır Sonra gençlik Sonra orta yaş ve yaşlılık ama çocuk hep oradadır.” Osho
Reklam
45 yaş
Derken bir sonbahar sabahı, kendimi birden kirk beş yaşında buldum; kırk beş demek, gençlik umutlarının, orta yaş başarılarıyla karşılaştırılıp tartıldığı zaman demektir. Çünkü ozamana kadar yapabileceğim her şeyi yapmış olmam gerektiği ortadadır. Kirk beşinci doğum günümün akşamında, tek başıma çalışma masamda otururken, insanın kendine sorabileceği en kalıplaşmış soruyu sordum; Nereye gitti hepsi? Ve sonra da daha az kalıplaşmış olan başka soru: Neydi ki zaten?
"İnsanoğlunun üç döneminden bahsedildiğini duymuş muydun?" "Gençlik, orta yaş ve harika görünüyorsun."
Sayfa 54 - PDFKitabı okudu
“İnsan hayatının üç aşaması vardır,” derdi: Gençlik, orta yaş ve ‘Bugün güzel görünüyorsun.’
Sayfa 165Kitabı okudu
“Modanın gençlik imajına çok sarılmasının nedenlerinden biri de genç insanın yeniliğe ve değiştirmeye daha fazla talip olmasındandır. İlginç olan orta yaş ve daha yukarısının, gençler gibi giyinirken bir müddet sonra olaylar karşısında gençler gibi tepki göstermeye başlamalarıdır. Modernizmin etkisiyle olgun insan tavrı çok nadir rastlanır hale gelmiştir.”
Sayfa 60 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.