Ve Ata Vatanı Yarattı.
Atatürk, Büyük Zafer'i anlatıyor: "Efendiler, 26-27 Ağustos günlerinde düşman Afyonkarahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20-30 km uzunluğundaki güçlendirilmiş düşman cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun büyük kuvvetlerini 30 Ağustos'a kadar Aslıhanlar civarında imha ettik. 30 Ağustos'ta yaptığımız muharebe sonunda (buna Başkumandan Muharebesi adı verilmiştir) düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve tutsak ettik. Düşman ordusu Başkomutanlığını yapan General Trikopis de tutsaklar arasındaydı. Demek, tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu." (Atatürk, Nutuk)
24 Ağustos 1922'de karargahımızı Akşehir'den, taarruz cephesi gerisindeki Şuhut kasabasına getirttik, 25 Ağustos 1922 sabahı da Şuhut'tan savaşı idare ettiğimiz Kocatepe'nin güneybatısındaki çadırlı ordugaha naklettik. 26 Ağustos sabahı Kocatepe'de hazır bulunuyorduk. Sabah saat 5.30'da topçu ateşimizle taarruz başladı. Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustosa kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan Muharebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle izmir'e doğru yol alırken, diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
-
Nutuk
Nutuk
Reklam
Kuvayı Milliye
Sonra. Sonra, 30 Ağustosta düşman kuvâyi külliyesi imha ve esir olundu. Esirler arasında General Trikopis : Alaturka sopa yemiş bir temiz ve sırmaları kopuk frenk uşağı ... Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nurettin Eşfak'ın ayağı. Nurettin dedi ki : " Teselyalı Çoban Mihail," Nurettin dedi ki : " Seni biz degil, buraya gönderenler öldürdü seni..."
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Sayfa 610 - Nâzım Hikmet Bütün Şiirleri, YKY Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
... Fakat Trikopis, tiyatro oyunu oynar gibi bir jestle, 'Ah general!' diye haykırdı. "En son yapmam gereken şeyi yapamadım." Kendini öldürme cesaretini gösterememişti. Mustafa Kemal, Trikopis'in bu heyecan gösterisi karşısında kaşlarını çatarak, ona biraz alayla baktı. Sert bir sesle, "Bu" dedi, "Yalnızca sizi ilgilendiren kişisel bir konudur." #tarih #KurtuluşSavaşı #NihaiZafer
Sayfa 374Kitabı okudu
General Trikopis, kederden ve yorgunluktan sönmüş yüzünde ruhunun yarasını belirten bir hüzünle, başına bir felaketin geldiğini, vazifesini sonuna kadar yaptığını, fakat en son vazifesini, kendisini çekip öldürmek vazifesini yapamadığını, çünkü buna vakit kalmadığını anlattı.
"O zamana kadar toplarımızı az çok kullanarak geri çekiliyorduk. Fakat sırtımız o yamaca dayatıldıktan sonra kıpırdamamıza mecalimiz kalmadı. Artık toplar da işleyemez bir dara girdik. Nihayet öyle oldu ki, tüfeklerin bile işleyemeyeceği bir dara düşürüldük. İşte o zaman karşımızda süngüler pırıldamaya başladı. Arkamız, önümüz, her yanımız süngü!.. Böylece iş bitmişti. Atımı bile bulamıyordum. Ormanlar içine yaya düştük.Sonu malum..." General Trikopis
Reklam
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.