"Yeni Yunan Başkumandanı General Trikopis, Erkânı Harbiye Reisi, Levazım Reisi, Onüçüncü Fırka Kumandanı 2 Eylül akşamı Uşak civarında esir edilerek Mustafa Kemal Paşa Hazretleri'nin karargâhlarına gönderilmiştir. Başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretleri esirlerine nezaketle muamele ederek yeni başkumandanı mukadderatın bu cilvesinden dolayı teselli eylemiştir."
Yine aynı şekilde Yunan ordusunun Afyon,Kütahya ve Eskişehir üzerine ileri yürüyüşe neden başlaması gerektiğini General Trikopis 22 Nisan 1921'de Embros gazetesine verdiği bir demecinde bütün açıklığıyla ortaya koyuyor ve şöyle diyordu: "Herkes anlamalıdır ki,Yunanistan bütün kuvvetleriyle bu savaşa girmelidir. Bu savaş Yunanistan'ın Kemal'e açtığı savaş değil, Yunan ırkının Türk milletine karşı açtığı bir savaştır.Bu savaş çetin olacak ve iki taraftan birinin ortadan kalkmasıyla son bulacaktır."
Reklam
Büyük Taarruz - Başkomutanlık Meydan Savaşı
(4) 26, 27 Ağustos günlerinde, yani iki gün zarfında, düşmanın Afyon'un güneyinde 50 ve doğusunda 20, 30 kilometre uzunluğunda bulunan cephelerini düşürdük. Mağlup olan düşman ordusu büyük kuvvetlerini, 30 Ağustos'a kadar, Aslıhanlar yakınlarında sardik. 30 Ağustos'ta yaptığımız savaş sonunda düşman kuvvetlerini imha ve esir ettik. Düşman ordusu başkomutanı General Trikopis de esirler arasındaydı. Demek ki tasarladığımız kesin sonuç beş günde alınmış oldu.
Sayfa 188
Trikopis kendisiyle yapılan mülakatta olayı şöyle aktarır: Türk Ordusu’nun bu beklenmedik kuvveti karşısında birliklerimiz perişan olmuştu. Yan birliklerle de irtibatı kaybetmiştik. Cephanemiz tükenmek üzereydi. Asker yorgundu. Vaziyetimiz gittikçe müşkülleşiyordu. Halk savaştan bıkmıştı. Esir olacağımızı anlıyorduk. Biz de kılıcı düşmana teslim etmek küçüklük sayılır. Firar fayda etmedi Ordu perişan olmuştu. Bu esnada atım vurulmuştu. Kaçmaya çalışırken Türklerin içine düştüm. Esir oldum. İnönü beni yanına alarak Mustafa Kemal’in huzuruna çıkardı. Gazi’nin bu esnadaki sözlerini hiç unutmayacağım. “ Üzülmeyin Genaral,” dedi. “Siz Vazifenizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da güzel vardır.Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Size karşı büyük bir hürmet hissi besliyoruz. Burada kendinizi esir addetmemenizi rica ediyorum. Misafirsiniz. Yakından her şey düzelecektir. Buyrun , istirahat edin.” Atatürk’ün bu ince ve nazik muamelesi karşısında ben de büyük kumandana karşı içimde bir hayranlık duymaya başlamıştım. Yüksek rütbeli subaylardan başka yanımda dörtte general daha vardı. Artık bizim için savaş bitmişti.
Sayfa 67
Emir verdi Başkumandan Paşa : ("Düşman kumandanları General Trikopis, General Dijenis ağımızın içine düşmüştür. Bunları sağ isterim; esir alsınlar.)
Sayfa 290Kitabı okudu
Başkomutan Savaşı Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda 20,30 kilometre uzunluğundaki sağlamlaştırılmış cephelerini düşürdük. Yeniden düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustos’a kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustos’ta yaptığımız savaş sonunda (buna Başkomutan Muarebesi adı verilmiştir), düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun Başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir’e doğru yol alırken, diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir ve kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.
Reklam
99 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.