İshakaya

İshakaya
@ishak_
... Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz. (MK. m3) ...
Sabitlenmiş gönderi
Bunca yıl yüksek öğretim gördükten, toplumsal ve uygar yaşamı inceledikten ve özgürlüğü tatmak için bir ömür harcadıktan sonra neden halkın düzeyine ineyim? Onları kendi düzeyime çıkarırım. Ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar.
Reklam
Sanat, her zaman işkence gören ve acı çeken bir zihnin ürünüdür. Sadece sefil durumda olanların, derin düşünceleri olabilir. Kaygı, bağımsız bir varoluş için gereklidir. Bunlar biz HDK'lerin, bir ilacı sadece bir krizi atlatmak için değil, yaşama karşı temel yaklaşımımızı, yani kişiliğimizi değiştirmek için kullanmaya karar vermeden önce düşünmesi gereken, önemli sosyal sorulardır.
Hayatını, bu firmalara ilaçların etkileri ile ilgili hayvan çalışmaları yaparak kazanan bir psikofızyolog, bana bu şirketlerin bizim gerçekte mümkün olmayan hızla düzelme isteğimizi sömürdüğünü söylemişti. Ona göre sorunlarımızdan çoğu, çoğunlukla psikoterapide uzun uğraşlar sonucu kazanılacak, benlik bilgisi gerektiriyordu.

Reader Follow Recommendations

See All
Hatta ilaçla birlikte verilen ve yan etkilerle ilgili uyarılar içeren küçük kağıt bile, tüketicileri hakkında fazla kaygı taşımayan ilaç şirketleri tarafından üretilir.
Hastalara genellikle söylenmez ama SSRI'ların çoğu erkeklerde cinsel performansı, kadınlarda orgazmı ve her iki cinste de cinsel arzuyu etkileyebilir. Aynı zamanda önemli kilo artışına yol açabilirler. Son olarak da SSRI'lar bazı başka ilaçlarla, özellikle de başka antidepresanlarla birlikte alındığında tehlikeli olabilir çünkü çok fazla serotonin zararlıdır ve ölüme bile yol açabilir.
Reklam
Bir insanda depresyonu sonlandıran bir ilacın, başka bir insanda hiçbir etki göstermeyebileceği de çok iyi bilinir. Kişiliği etkileyen ilaçlar için de benzer bir durum söz konusu olmalıdır.
Sınıflarının hayranlık duyulan liderleri olan, "utangaç, duyarlı" Çinli çocukların (birinci bölümde anlatılan çalışmaya göre) serotonin düzeylerine bir göz atın. Onların, Kanada'da sınıf hiyerarşisinin en altında bulunan, benzer yaşıtlarını düşünün. Belki de SSRI'lara ihtiyacımız yoktur. Belki ihtiyaç duyduğumuz şey, sadece saygıdır!
Serotoninimiz düşük olduğu için daha az baskın olduğumuza yönelik varsayımlar olduğu görülüyor. Ancak belki bazı durumlarda serotoninimizi azaltan şey, kusurlu olduğumuzu hissetmek ve baskınlık hiyerarşisinde alt seviyelerde kalmakdır. Düşük bir serotonin düzeyi, depresyon ve diğer her şey, HDK'lerin bu kültürde "küçümsenmesinden" kaynaklanıyor olamaz mı?
Duymuş olabileceğiniz başka bir gerçek, baskın maymunların ya da en azından baskınlığa meyilli bazı türlerin daha çok serotonini olduğudur. Bu tür bir maymundaki serotonini bir ilaç vererek arttırmak onu, tek başına arkadaşlarına baskın kılabilir.
Aşırı uyarılmışlığın kaçınılmaz olduğu anların, günlerce yüksek kortizol düzeyine ve aylar ve yıllarca düşük serotonin düzeyine neden olmasına izin vermememiz gerekir. Bunu aşabilirsek, durumu hala düzeltebiliriz. Ancak bu biraz zaman alır ve bu düzeltmeyi yapmak için bir süre ilaç kullanmamız gerekir.
Reklam
Kramer, aşırı uyarılmışlığa yönelik bir yatkınlığın ve depresyonun serotonin düzeyleri normale döndürülmezse ciddi ve kalıcı zarar verebileceğineilişkin bulgular paylaşmıştır. Yani güvende, dinlenmiş ve serotonin açısından güçlü kalmalıyız. Bu, bizim kişiliğimizin avantajlarını kullanabilmemiz ve incelikleri takdir edebilmemiz için gereklidir.
Çocukluğumuz bizi her şeyden korkmaya programladıysa, o halde bu programlamayı, gerekirse yıllarca süren bir çalışmayla değiştirebileceğimiz bir içsel işe, yani terapiye başlamalıyız.
Bu iki çalışmada önemli olan, sorunun kalıtsal değil, çocuklukta kronik aşırı uyarılmışlık, stres veya travma sonucu ortaya çıkan bir durum olduğunu ortaya koymasıdır. Aynı iddiayı ikinci bölümde de gördük. Duyarlı çocuklar, kısa süreli uyarılmış durumları ve artmış adrenalini daha sık deneyimlese de güvende hissettiklerinde sorun yaşamıyorlardı. Ancak duyarlı bir çocuk (ya da herhangi bir çocuk) güvende değilse kısa süreli uyarılmışlık, artmış kortizolle birlikte uzun süreli uyarılmışlığa dönüşebiliyordu. Sonuç olarak (maymunlarla yapılmış çalışmalara göre) serotonin de tükenir.
İlginç olarak ilk travmatize olduklarında, kortizol gibi stres hormonları da artar. Ancak zamanla, özellikle de tecrit edilme gibi diğer stresörlerin etkisi ile, serotonin düzeyleri düşer. Bu durumda maymunlar kalıcı olarak daha tepkisel hale gelir.
Temel farklılık, bu maymunların uzun süre yüksek stres altında (aşırı uyarılmışlık) kaldıkları durumlarda belirgin olur. Bu durumda diğer maymunlara kıyasla, bu daha tepkisel maymunlar daha kaygılı, depresif ve zorlantılı görünür. Sık sık strese sokulduklarında, bu davranışları daha sık gösterirler ve bu noktada nörotransmitterlerinde düşüş gözlenir.
Bazı maymunlar, yeni görüntü ve sesler duyduklarında durup incelemeye yönelik bir yatkınlıkla doğmuştur. Bu bizim de özelliğimizdir, ayrıca geçmiş ve geleceğe yönelik derin anlayış ve durup incelemeyi kontrol edebilmek gibi, insan avantajlarını da üzerine eklemek gerekir. Bu maymunlar, diğer zamanlarda herhangi bir maymun gibi davranırlar. Ancak çocukluklarında, daha yavaş hareket eden ve kalp atışları ve stres hormonları daha yüksek olan maymunlardırlar. İkinci bölümde bahsi geçen, Jerome Kagan tarafından tarif edilen çocuklara benzerler. Ancak bu noktada daha az serotonine sahip olmadıklarını not düşün.
44.6k öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.