Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi? Ben bu hâle gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen!
Sayfa 17 - Everest Yayınları - 44. BaskıKitabı okudu
"Günah onların saçlarında değil, senin yüreğindedir. ... sen sevabı da günahı da yüreğinde ara."
Sayfa 40
Reklam
"Yalan giderek büyüyen bir canavara dönüşür, dallanır budaklanır içinden taşar... sakın yalan söyleme."
Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telâşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde Açan çiçekler vardı, Gecelerde ve yalnız. Vermeye az buldunuz Yahut vaktiniz olmadı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek. Yılların telaşlarda bu kadar çabuk Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Bir süre sonra gözyaşları akamaz olur, insanın içi de dışı da kururmuş. İstese de ağlayamazmış artık.
Reklam
Sonun Sonsuzluğu
1 Acı, bir ırmak gibi Doluyor yüreğime Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum Beni artık ne çiçekler Ne çocuklar kurtarır Ne de o her gün Yinelenen doğum.
Sen nereden bilebilirsin ki benim ruh halimi! Ben bu hale gelene kadar nerelerden geçtim, ne bilirsin sen?
"Bak evlat," dedi ihtiyar. "Şu bahçede vişne toplayan kızların hepsi senin bacılarındır. Dayı kızların, emmi kızların. Onlarla birlikte büyüdün sen, beşikleriniz yan yana kuruldu avlularda. Gönlünü ferah tutamıyorsan onlara karşı, hepsini kara çarşafa soksam da sen yine günaha girersin. Günah onların saçlarında değil, senin yüreğindedir." Kiraz ağacından yapılmış bastonuna dayanarak, zorlukla kalktı yerinden, kendine destek vermek isteyen torununu eliyle durdurdu. "Sen sevabı da günahı da yüreğinde ara."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.