"Meher Baba, Guru Maharaj ji, İsa ve yakın zamanda yığınla takipçisi olan diğer kutsal adamların ortak bir numarası vardı. Hepsi de kesin bir bağlılık talep ediyordu. 'Beni tüm kalbinle, ruhunla, tüm gücünle sev ve emirlerimi kayıtsız şartsız yerine getir.' Ortak istekleri buydu. Tamam, harika. Birine böyle eksiksiz ve saf bir sevgi
Sayfa 289 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Müthiş.
Yolu üstüne çıkan her şeyi yalayıp yutan bu doymak bilmez iştahı duyuyorum. Başkalarının açılarıyla sevinçlerine ruhumu besleyen bir gıda olarak, kendimle ilgili olduğu sürece ilgi gösteriyorum. Sevginin beni çılgınlıklara sürüklemesi artık imkânsız: Hırs, yaşadığım şartlar yüzünden bastırılmış, ama başka bir biçimde ortaya çıkar bende, çünkü bence hırs, egemenlik isteğinden başka bir şey değildir; benim de bütün çevremdekileri boyunduruğum altına almak, kendime göre aşk, bağlılık ve korku yaratmak demek olan asıl zevkim egemenliğin başlıca belirtisi ve en büyük zaferi değil mi? Başka birinin acılarının ya da sevinçlerinin kaynağı olmak hak, söz konusu değilken-gururumuzu bundan çok besleyen bir şey düşünülebilir mi? Peki mutluluk ne? Doyma noktasına ulaşmış bir gurur. Kendimi dünyadaki öbür insanlardan daha iyi, daha güçlü hissedebilseydim, mutlu olurdum; herkes beni severdi. Kendimde sonsuz bir sevme yeteneği bulurdum. Kötülük, kötülüğe yol açıyor: ilk sızı, başkasına acı çektirmenin zevki hakkında bir ipucu veriyor bize. Kötülük kavramı, gerçeğe uygulamak istenmedikçe, insan kafasında biçimlenemez: Fikirler, organik yaratıklardır. Derler ki, doğuşlarından biçim alırlar fikirler, bu biçim de eylemdir; kafasında daha fazla fikir barındıran biri, ötekilerden daha eylemcidir. Bu yüzden de memur masasına bağlanmış bir dâhi, ya tıpkı durgun bir hayat süren, örnek davranışlar gösteren, sonra da damar tıkanmasından ölüveren biri gibi ölmek, ya da çıldırmak zorundadır
Reklam
''Gerçeğe böylesine ateşli bir bağlılık! Böyle konuştuğum için beni bağışlayın Profesör Nietzsche ama doğruları konuşacağımız konusunda anlaşmıştık. Gerçeklikten kutsal bir havada bahsediyorsunuz, sanki bir dinin yerine bir başkasını koyar gibisiniz. Şeytanın avukatını oynamama izin verirseniz, hakikate olan bu tutku ve bağlılık neden? Benim bu sabah gördüğüm hastaya bunun ne faydası olacak?'' '' Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikatini aramasıdır! İnsanın kendisini sorgulamasından daha kutsal ne olabilir? Benim felsefi çalışmalarım bazılarına göre kuma yazılmıştır: Benim görüşlerim devamlı kayma halindedir. Ama granite yazılmış cümlelerimden biri şudur: 'Kimsen o ol.' Ve gerçeklik olmadan kişi kendisinin kim ve ne olduğunu nasıl keşfedebilir ki?''
Sayfa 101Kitabı okudu
"Yazar, hukuk terimlerini kullanan avukatlara öykülmüş ama mahkemede kanıt olarak gösterilemeyen çoğu şey aklı başında olan insanlar için kanıt sayılır; ne de olsa mahkemeler genellemeleri ve kitaplarda yazan ilkeleri benimserler. İkilemeleri, istisnaları önemsememeleri ve ilkelere duydukları bağlılık süreç içinde gerçeğe ulaşmanın etkin bir yoludur. İzledikleri yol genel olarak doğru olsa da muazzam derecede bireysel hatalara düşmelerine de sebep olabilir."
Sayfa 62 - REN YAYINLARI
_Vatanınız, anneniz gibidir. Her kim vatanınızı aşağılıyorsa, hem size, hem annenize hem de atalarınıza düşmandır ve o her kim olursa olsun çekinmeden suratına bir yumruk indirin ve o kansızlarla mücadele edin. _Oyun başlasın! _Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya. _Gelecek ya bizim olacak ya da ortada gelecek diye bir şey
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
Reklam
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.