Gönüllü dilenci henüz uzaklaşmış ve Zerdüşt yeniden yalnız kalmıştı ki, arkasından yeni bir sesin
geldiğini duydu: “Dur! Zerdüşt! Beklesene! Benim, ey Zerdüşt, ben, senin gölgen!” Ancak Zerdüşt beklemedi; ansızın bir sıkıntı çökmüştü içine dağındaki bu kalabalık ve izdiham yüzünden. “Nereye gitti benim yalnızlığım?” diye konuştu.
“Sahiden fazla
istek ya da ihtiyaç duyulan şeyden kaynaklanır. isteğin yahut ihtiyacın kendisi hoş olmayan br duygudur. o bir şeyin yokluğu ya da yoksunluğu anlamına gelir ve bu acı vericidir. dolayısıyla bir anlamda irade en azından istemenin kökeni acıdadır ve edimsel isteme acıdan kurtulmaktır. ve istediğimiz şeye eriştiğimizde ve belki de uzunca bir
Beğenmeyerek okuduğum bir kitaptı. Anlamadım belki de ondan beğenmedim. Beni hep sürüklemesini istedim ama o anı hiç yakalayamadım. Anlayan beğenen varsa anlatırsa sevinirim.
Yaşam ya arzular ya da bilinçle devam eder. Arzular memnuniyeti vaat ederken aslında sizi daha çok huzursuz eder. İşte bu nedenle gözler arzuların peşinden gitmeye kapalı olmalıdır. Gözlerini açıp bakan kişi farkındalık seviyesine ulaşır. Ve farkındalığın ateşinde tüm o tatminsizlikler güneşin altındaki çiy damlaları gibi eriyip buhar
Phaidon - PLATON
Puanım : 9
Bu esere Müslüman bir bakışı açısıyla yaklaşıyorum. Sokrates’in takındığı tavır ve davranışlar Müslüman bir kimse için geçerli olan bir çok şeyi kapsıyor. Öncelikle akletmeyi, öğrenmeyi, bilmeyi arzulaması Müslüman kimse için Kur’an-ı Kerim de bir çok ayette vurgulanmıştır. (Hud, 51/Kasas,60) Nasıl ki Sokrates
Bir şeyleri eksik yaşıyoruz. Yaşadığımız bu eksiklik peki neden? Neden hep bir doyumsuzluk içerisindeyiz, eksik yaşamamız bizce asıl yaşama sebebimiz mi? Sanki bir şeyleri eksik yaşamasak yaşamdan saymayacagiz yaşadığımızı.
Ben bir şeylerin eksik olmasını tüketmeye ve hoyratça yaşamamıza bağlıyorum. Hayatımızın kıymetini bilmiyoru, bize