Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"gerçek bi sorunla karşı karşıya kalmadın hiç , yüzleşmedin. bu yüzden ailenden ilgi görmüyor oluşunu büyük bir problem sanıyorsun.."
İnsanın karmaşıklığıyla dolu bir labirent gibidir. Psikoloji ve edebiyat, bu labirentin anahtarlarıdır. Kelimelerle işleriz, ancak gerçek duygular ve düşünceler arasındaki derinlik her zaman gizemini korur. Her harfi dikkatle seçeriz, çünkü her biri bir insanın iç dünyasını anlamak için bir ipucu taşır.
Reklam
❗Birçok kimse, ben şeytanı dost edinmiyorum ki, itaat etmiyorum ki ben şeytanı desteklemiyorum ki, gibi sözler söyleyebilir. Şu bilinmesi gerekir ki, kafirlerin desteklenmesi, onlara yardım edilmesi, onlara itaat edilemesi, küfürlerine rıza gösterilmesi, bayramlarına katılınması, onlara has olan şeylerin yapılması vb her şey şeytanı dost edinme
Gerçek otobiyografim
Suudi Arabistan'da doğdum. Babam orada akademisyenlik yapıyordu. Akdeniz çevresindeki ülkelerde çoğunlukla geçirilen bir genetik bozukluk varmış. Dengeli bir duygusallık geliştiremememin ilk kaynağı bu. Ben bu bozukluk yüzünden bakla sindiremiyorum, bazı ilaçları alamıyorum. Bir de takıntı olarak aldığım her ilacın yasak madde içerip içermediğini denetlemek zorunda kalıyorum. Çocukluğumu yaşayamamışım gibi geliyor çünkü denetleyen zihnim erken gelişti. Şu yaşımda hem çocuk gibiyim hem de yetişkin.
Gördüklerimin tamamı Gerçek mi yoksa rüya mı? Dönüp bir baksa gözlerinden anlarım Uzansa ellerim, dokunsam ağlarım Ben hep tek başımaydım Sonunda geldi zamanım Yaptığım hataların gözü aydı Hatıraların insafına kaldım İçimde bir sıkıntı var Bitmek bilmez kaygılar Gömün beni kumsala Yüzüme vursun dalgalar Aksın gitsin tüm bu duygular
Gözlerinin derinliklerine bakıyorum ve anlıyorum, yalandan gülmelerin ardında gizlenmiş bir hüzün taşıdığını. Gülümsüyorlar belki dudakların, ama gözlerindeki o ıssızlık, yüreklerinin derinliklerindeki acının sessiz çığlığı gibi. Her ne kadar dışarıya bir mutluluk yansıtsalar da, içlerindeki boşluk asla doldurulamıyor. Belki kendi karanlıklarında kaybolmuşlar, belki de kırık bir kalbin yükünü taşıyorlar. Yalanlarla örülü bir dünya, ama altında gizlenen hüzün her zaman bulunuyor. Ve insanlar, bu yalandan gülmelerin ardındaki gerçek duygularıyla yüzleşmekten kaçıyorlar, belki de korktukları için değil, belki de acıları dışarı dünya ile paylaşmak, bir yenilgi algısı oluşturduğu içindir. Ama bilirler ki, gerçeklerin önündeki duvarlar yıkıldığında, o hüzün yeniden ortaya çıkacak ve onları adeta bir sarmaşık gibi sarmalayacak. Yalanlarla dolu bir dünyada, belki de en zor olanı, içimizdeki gerçek duyguları bulup, onlarla yüzleşmektir.
Reklam
Ruh İkizi ...
"Onun benim ruh ikizim olduğuna fazlasıyla inanmıştım.'' ''Belki de öyleydi. Senin problemin bu sözcüğün ne anlama geldiğini bilmiyor olmak. İnsanlar ruh ikizinin mükemmel bir uyum yarattığını düşünürler ve aslında herkesin istediği de budur. Fakat gerçek bir ruh ikizi ayna gibidir; kişi sana arkanda gizlediğin her şeyi
Rüya değil gerçek bu..
Bu şiir gerçek olamaz ya
... Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini. ...
Esrarengiz kanıtlar
Geliri SMA hastaları için kullanılacak olan yaşanmış 9 cinayet vakasının çözümünden yola çıkılarak hazırlanan bu kitabı alarak kendinizi gerçek bir soruşturmanın içinde bulacaksınız
Reklam
Artık hayatımda ki olaylarından sıkıldım. Her seferinde aynı hatalar yapmaya, aynı acıları hissetmeye başladım. Artık kendime acı çektirmek istemiyorum. Bu sefer kendimi seçiyorum. Her fırsatta arkasını dönmeyecek kişileri seçebilmek gerçek bir özgürlük ve ben huzur kaynağını o zaman buluyor olacağım. İçimdeki sesi dinliyor, hangi yolda ilerlemek istediğimi biliyorum... Ve bu sefer, o sesi susturmayı reddediyorum. Her ihtimale karşı arkamdan dönmeyecek kişileri seçmek istiyorum. Gerçek bir dostluk, samimiyet ve güven arıyorum. Artık yaralayıcı sözlere ve aldatıcı vaatlere kapalıyım. Zamanın ve hayatın kıymetini biliyorum. Her anımda, her nefesimde değerimi hissetmek istiyorum. Bu nedenle, zamanımı gerçekten önemsediğim insanlarla, kendini ve beni seven sevgilerle dolduracağım. Hayatımın keyfini çıkararak kendimi bulacağım. Kendimi bulmak, kendi değerimi fark etmek ve gerçek mutluluğun benden ayrılmaması dileğiyle. Bu yolculukta, zamanımdan ve enerjimden çalmaya çalışan her şeyi geride bırakarak ve sadece gerçekleştirmeye odaklanıyorum...
Gerçek erkek ne yapacağını söylemez..! Sadece yapar. Bu yüzden; Sözlere değil, sana çabasını ve zamanını ayırana inanırım.
komple her yer artık twitter. twitter dili etkiliyor yani varlığımızı. olaylara bakışımızı, mizahımızı, öfkemizi, neşemizi, endişemizi belirliyor hatta. bütün sosyal medya hesapları twitter'a dönüştü, oradan çıkınca gerçek hayattaki konuşma dili de buna evrildi. normal iletişim denen şey de kerteriz noktasını sosyal medya kabul ediyor gibi. e zaten hepsi kurgu, çalıştığımız uydurma şeyler üzerine, keyfi okuduğumuz zaten kurmaca, üstüne konuştuğumuz kurgu, üzerimize konuşulan yerler de kurgunun, kurmacanın kendisinin başka bir şey değil. bu basitlik insanı deli eder, yaşadım, çabaladım, ne bileyim daha da yaşama arzusu var yoğun üstelik. daha ulvi bir şey için olmalı, din böyle idrak edildi. her şey çok açık, çok içindeyiz, öyle içindeyiz ki görmesi zor, nefes alması zor. uğruna yaşanacak gibi değil, uğruna da öldürecek cinsten.
Tımarhane
Siz sanıyorsunuz ki bu tımarhanedeki herkes deli. Tımarhane... Yani sizin dilinizde insanların tımar edildiği yer, mikroplar gibi.Sanıyorsunuz ki siz akıllısınız. Buradakiler deli, değil mi? Yanlış efendim. Tımarhane dediğiniz yer, dışarıdakiler kendilerini akıllı sansın diye içeri tıkılmış insanlarla dolu olan yerdir. Gerçek bilgelik deliliktir. Kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir. Kafanız mı karıştı? Olur öyle. Hanımefendi, şu beyaz gömleği alabilir miyim? Şu karşımdaki şahsa lazım oldu da. Nedir, yakıştıramadınız mı? E normal. Her zaman üzerimize yakışanı giymiyoruz tabii.
1Mayıs
Bir Mayıs tarihte ilk kez milletlerarası işçi kardeşliği teşkilatı 1889'da Paris kongresinde tekrarlı olarak kutlanmasına karar verilmiştir. Ülkemizde ilk defa 1 Mayıs 1923 tarihinde resmi olarak kutlandı. Bu kısa bir tarihçe olarak not olarak düşelim dedim, gelelim günümüze. Bugün tarih 1 Mayıs 2024, Taksim'de kutlama yasağı olduğu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.