Herkesin kendini iç işleri bakanı herkesin kendini bir teknik direktör,herkesin kendini din adamı sandığı dünyada herkesin kendini Leyla ya da Mecnun sandığı bir gerçekle de yüz yüzeyiz.Bir aşkım yaygarası koptu gidiyor.Yedi yaşındaki kız çocuğunun kardeşine sürekli aşkım diye hitap ettiğine şahit oldum.Aşk bayağılaşmış bir kelime olarak herkesin dilinde pelesenk.
Oysa aşk erişilmez olandır.Herkesin yapamayacağı fedakarlıklarla sevgilinin benliğinde eriyip yok olmaktır.Aşk sözcüğü sadece insanın helaline duyduğu muhabbetin,-haram olan boyutu saymıyorum artık-adı olsa idi.Mecnunun, Ferhatın, Cemşidin çağında hanımını hiç mi seven yoktu da onları saraylarda yaşatıp servete boğup her istediğini sunan hükümdarların değil de kimi kimsesi olmayan bu divanelerin aşk hikayesini biliyoruz.Aşk kelimesi öyle papağan gibi dilde tekerrür edecek kadar ucuzlamamalıydı.Yüreğimiz fındık kadar bizim.Yüreği okyanus olan o gerçek aşıkların yerine koyuyoruz kendimizi pişkince.Herkesin birbirine aşkım diye hitap ettiği şu toplumda hiç eskilerin "sevda" hastalığı dediği ölümcül derde yakalanan kimseyi tanımıyorum ne hikmetse..
REŞİT GALİP
Gercek bir devrimci gercek bir cumhuriyet aşığı...
Çankaya sırtlarında oturan Ankaralılar, şehre Reşit Galip Caddesi’nden geçerek inerler. Pek azı bu ismin kim olduğunu bilir.
Bu bilinmezlikte belki Dr. Reşit Galip’in 41 yaşında göçüp gitmesi rol oynamıştır, belki de İnönü’yle yıldızının hiç barışmaması…
Rodos’ta doğan Reşit Galip,
Yeni Diyalektik
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
