Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bardakları elime tutuşturup mutfaktan çıktı, neşesi yerindeydi. Ben de terasa döndüm. Âşık ve Narin kafesinin üzerinde öylece dip dibe oturuyordu. Kahvaltı soframız hala duruyordu. Ben kalktığım sandalyeye oturup kollarımı aynı şekilde getirdim, yaslandığım yerden kule dibini seyrediyordum. Güneşli bir pazar gününü değerlendiriyordu insanlar. Sonra bir şey oldu. Sanki bir böcek uçarken yanlışlıkla kafama çarpmıştı. Daha ne olduğunu anlamadan Ozan başıma bir şey kondurdu. "Ne oluyor?" diye çırpınırken, "Taç kargoda kalmış, komite bunu geçici olarak gönderdi," dedi. Başıma yerleştirmeye çalıştığı şey; 3 gazlı bezin örülüp birbirine bağlanması ile oluşan bir halkadan ibaretti. İki yanına maydanoz yaprakları tutuşturulmuştu. "Evde hiç çiçek yokmuş," dedi sonra telaşla. "Ne bu?"deyişim safçaydı. O ise gamzesini göstere göstere, "Prenses tacı," dedikten sonra hemen ekledi. "Olmamış mı, ne olduğunu bile anlaşılmıyor mu?" Neredeyse ağlayacaktım. Nasıl zor tuttum kendimi... Dost canlısı bir insan değildim. Kötü biri değildim ama çok iyi bir insan da sayılmazdım. Aslında ben hiçbir şeydim. Ve Ozan gibi birinin bana önce cumartesi gecesini, sonra anılarını, çocukluk yatağını, pazar gününü, sofrasını, sonra da elleriyle yaptığı bir tacı vermesi... Gel de inan rüya görmediğine. Gel de inan gerçek oluşuna."
Sayfa 205 - Pukka Yayınları, BaharKitabı okuyor
Neden, neden alnındaki yıkkınlık, Bakışlarında ki öldüren buğu? Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep...
Reklam
Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost,düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak,yiğit başına. Bu,ne ayıp,ne de yasak, Öylece bir gerçek ,kendi halinde, Belki ,yaşamama sebep…
Doğa açısından insanın tek önemi türünü devam ettirmesi Joseph Campbell Bu yüzden çocuğu olduktan sonra bir insan doğa bakımından ölü sayılır diyor ne acı değil mi . Dostluğun insancılığın sanatın ve bilimin kalıcı değer ölçülerini vurguluyor bunca tedirginlik ve kıvranma içinde huzur bulabilmeni tek yolu bu ölçekte düşünebilmek . Sürüden ayrılan
Hani evvelden demiştim ya, bana yazsınlar, lütfen söyler misin demiştim ama vazgeçtim, söyleme. Zaten yazacakları varsa yazarlar. Zaten yazacakları, arayacakları filan olsaydı şimdiye kadar çoktan yaparlardı. Demek ki yok. Boşver. Bazılarının böylece bu kötü günlerimde nasıl insanlar olduğu, gerçek yüzleri ortaya çıktı belki de. İyi dost kötü günde belli olur derler ya! İşte. Kötü dost da, iyi dost da kötü günde belli oluyor.
"Dost gibi görünüp,dostunuz olmayanlara güvenmeyin. Ancak onlarla ilişkinizi de koparmayın. Onlara iyi davranın,zira ileride gerçek bir dosta dönüşebilirler."
Reklam
"Bir dilim peynire dost bulmak mı? Artık inanmıyorum gerçek dosta, Bak işte gökyüzü, yıldızlar var, Geceden sabaha soğuklar dostum..."
Sayfa 111 - Deva yayıncılıkKitabı okuyor
Bazı dostlarımın gerçek dost olmadığını gördüm, gerçek dostlarımın da yardım edecek gücü yok.
Sayfa 5
Kaç yol ağlamaklı oluyorum geceleri... Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdan, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep...
Şu minik köpeklerin oynaştıklarını görüyorsun okşantılarıyla, sarılmalarıyla, sevişmeleriyle gerçek bir dost gibi görünüyorlar. Onlara küçük bir kemik attığında ger­çeği göreceksin. Kardeşlerin, babaların, çocukların dostlukları işte böyledir. Ortaya bir servet, bir tarla, bir metres çıksın, ne baba, ne kardeş, ne çocuk kalır.
Reklam
"Ve her değişim,salt ideolojik olarak telkin edilmeyip gerçek insanlarca hayata geçirildiğinde daha fazla ikna gücü kazanır."
Nasıl da almış aklımı, Sürmüş, filiz vermiş içimde sevdân, Dost, düşman söz eder kendi kavlince, Kınanmak, yiğit başına. Bu, ne ayıp, ne de yasak, Öylece bir gerçek, kendi halinde, Belki, yaşamama sebep...
Sayfa 32
“Gerçek dost, dünyanın geri kalanı seni terk ettiğinde yanında kalandır.” ~ Walter Winchell
Sayfa 359
Erken karar verme hastalığı!
Köyün birinde yaşlı bir adam yaşarmış çok fakirmiş ama kralın bile Kıskandığı bir ata sahipmiş Kral bu at için ihtiyarı neredeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış bu at bir at değil benim için bir dost İnsan dostunu satar mı demiş. Bir sabah kalkmışlar ki at yok köylü ihtiyarın başına toplanmış seni ihtiyar bunak bu
Sayfa 129Kitabı okudu
Bilim doğanın dilini anlama çabasıdır. O dili anlayan doğayı dost, anlamayan düşman bilir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.