Hiç Bir insanı unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda kaldın mı hiç?
Hani ölmüş gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,
her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip
ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.
Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek,
ama ölmüş gibi ulaşılmaz
Sanki dövüş kulübü, Inception filmlerini izlemiş hissiyatı ile okudum. Bir çok yazarın Dostoyevski’den ilham aldığını düşünüyorum. Mesela Hasan Ali TOPTAŞ, İhsan Oktay ANAR, Sadık Hidayet… Örnekler çoğaltılabilir. Kitabı okurken ben ne okudum, tüm bunlar gerçek mi, akıl oyunu mu dedirtiyor insana. İnanılmaz bir psikolojik analiz çerçevesinde ilerliyor kitap. Beni biraz sarstı. Çok çok iyi bir kitap diyemem, kötü asla değil ama insanı şaşırtan, sarsan bir kitap. Kitapta; Golyadkin karakteri ikiye bölünüyor. Tipik dissosiyatif kişilik bozukluğu.. O dönem Dostoyevski bu rahatsızlıktan haberdar mıydı, yoksa kendi karakterinde böyle bir durum mu vardı, yoksa böyle bir karakteri zihninde mi yaratarak yazdı bilemiyorum. Ben iyi mi kötü mü bilmiyorum, fakat nedense her kitapta yazarın yazdıklarına kendinden bir şeyler yansıttığını düşünüyorum. Belki de öyleydi kim bilir… Ancak o dönemde böylesi bir anlatımla böylesi bir kitap yazmak için ancak dahi olmak gerekir. Tavsiye kısmına gelirsek; yeni kitap okuma alışkanlığı kazananlardan ziyade okuma konusunda belirli bir seviyeye gelmiş kişilere öneririm bu kitabı. Ben beğendim.
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922bin okunma
Kampanya: Atsız Affedilmelidir!
Atsız'ın hapse atılmasıyla ilgili ilk protesto bir Alman bilim adamından gelmiştir: Dr. Heinrich Georg Baum. 20 Kasım 1973'te Bon'daki Türkiye Büyükelçisi Vahit Halefoğlu'na yazdığı bir dilekçede olayı protesto ettiğini ifade ediyor, Cumhurbaşkanı'na da bir dilekçe yazdığını belirtiyor ve
Seni kurşuna dizerler,
bir çocuk cesedini sektirirler ayaklarında.
Hayat, zamansız bir ölümdür Orta Doğu'da.
Göçten kalan açık bir yara ve
soyguncular halay çekerken ganimetin başında.
Doğmak, pişman olmanın yarısıdır Orta Doğu'da…
Her şeyi anladım sanmanın
dudaktan esirgediği o çelimsiz gülüş...
Anne! ne yaman yalnızız.
Tek kişilik
Bir çiftlikte tüm işleri son dakikaya sıkıştırmanın, yani baharda tohum ekmeyi unutup bütün yaz eğlendikten sonra hasat alabilmek için sonbaharda telaşla çalışmanın ne kadar gülünç bir şey olacağını hiç düşündünüz mü? Çiftlik, doğal bir sistemdir. Bedelin ödenmesi ve sürecin izlenmesi gerekir. Her zaman ektiğinizi biçersiniz; bunun kestirme yolu yoktur.
Bu ilke, sonuç olarak insan davranışları ve insan ilişkilerinde de geçerlidir. Bunlar da hasat yasasına dayanan doğal sistemlerdir.
Kısa dönemde, okul gibi yapay bir toplumsal sistemde insanlar tarafından konulan kuralları usulca çiğnemeyi, “oyunu oynamayı” öğrenirseniz, durumu idare edebilirsiniz. Bir defalık ya da kısa süreli insan ilişkilerinde işi idare etmek, albeni ve beceri sayesinde iyi izlenimler bırakmak ve başkalarının uğraşlarıyla ilgileniyormuş gibi yapmak için Kişilik Etiği’nden yararlanabilirsiniz. Kısa vadeli durumlarda etkili olabilecek, fazla zaman istemeyen kolay teknikleri seçebilirsiniz. Ama ikincil özelliklerin uzun süreli ilişkilerde tek başına kalıcı bir değeri yoktur. Köklü bir dürüstlük ve temelde güçlü bir karakter yoksa, yaşamın zorlu mücadeleleri er ya da geç gerçek dürtülerin yüzeye çıkmasına neden olur ve kısa süreli başarının yerini, insan ilişkilerindeki başarısızlık alır.
İnsanlık tarihi ve kişisel tarihimizin kesiştiği anlar vardır. Birinin hayali diğerinin kabusu olabildiği gibi tarihin akışını değiştirir. Kırılma noktaları çoğu zaman ortak bilinç dışının dışa vurumudur. Pek çok fikir önceden düşünülmüş veya hayal edilmiş olabilir. Bir uzay bilim kurgu dizisindeki ileri dönük bir hayali ürün gerçek olabilir.
Merhabalar, umarım rahatsızlık vermiyorumdur 🌷
Kısa süreli olarak katıldığım ve sınırlı ücretsiz kontenjanı olan çok verimli bir eğitimden bahsetmek istiyorum. R2M eğitim şirketinin düzenlediği “Ruhsal Uyanış” semineri, uzman eğitmenlerle ve ücretsiz kişilik testi ve danışmanlıklarla tanık olduğum, çok verimli geçen bir süreç ve bu süreci sizinle de paylaşmak istedim. İlginizi çekerse ve dahil olmak isterseniz diye buraya formu ve posteri bırakıyorum 🙏🍀
İyi günler 🌸
Başvuru Formu:🦋
forms.gle/stgmVBgE2HX3Piq16
Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı. Dünyaya kötülük tohumlarını eken, halklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kalın sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu. Böylece tarihin aptalca bir inatçılıkla kendini tekrarladığını keşfettim.
"Gerçekten de gerçek bir insan olmanın çok zor olduğu bir çağdayız. Sonsuz sayıdaki otomat karakterlerin arasından seçilmiş kişilik özelliklerinin toplamından ibaretiz."
“Her şekilde kaybediyorsan acını diri tut, Esav. Yolda karşılaştığın bütün insanlar sadece suratına bakarak dahi çektiğin zulmü anlasınlar. Her şekilde kaybediyorsan, öyle bir kaybet ki yeryüzünde hiç kimse senin mertebene erişemesin. Serüvenin asırlar sonra bile dilden dile dolaşsın. Her şekilde kaybediyorsan, bırak seni kötüleyen ağıtlar
* evet tabii ki spoiler içerir
_Okurken bazen kendimden geçtiğim hayretler içerisinde gülümsediğim... Maslow'un tabiriyle doruk deneyimler yaşadığım bir kitaptı
Neden mi? Hemen izah etmeye başlıyorum...
Diyor ya hani Bahtiyar Vahapzade: "Kalbin gözü yanmazsa, görünmez göze Allah"
youtu.be/hWEM9KHWlkA?si=...
Bir
Aldırma ; yüzümde sabitlenmiş gülümsemeye ,
mesleki deformasyondur.....
patronumun isteğidir yani.
eh ! böyledir işte ,ömrü karalama defteri gibi kullanmanın sonucu....
bilincinde ;sürekli kelimeler açar ve asla kokmazlar hiç biri güller gibi
bana göre kim yaparsa aşkın tarifini ;alayı yalandır !
başkası nasıl kullanabilir ki ! sana bakarken
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde ve Diğer Fantastik Öyküler, Stevenson’ın üç öyküsünü bir araya getiriyor. Yazarın gördüğü bir rüyadan esinlenerek kaleme aldığı “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde”, gotik edebiyatın köşetaşlarından biridir. Biri doktor, diğeri psikopat bir katil, iki farklı ruhu aynı bedende yaşayan bir adamı anlatan öykü, psikiyatrinin temel konularından biri olan kişilik bölünmesi sorununu işler. Bilime hizmet kisvesi altında, para ve iktidar hırsıyla sınır tanımayan genç cerrahları anlatan “Ceset Hırsızı” gerçek bir olaydan kaynaklanıyor. “Olalla” ise aşk, gizem ve sömürü motiflerini incelikle bir arada örüyor. Kötülüğün ve özyıkımın insanın doğasında var olduğuna inanan Stevenson’ın öyküleri, XIX. yüzyılın baskıcı ortamında, bireyin mutluluğuna da sefaletine de kayıtsız kalan bir dönemin ürünleri olarak şekillenmiştir. Her açıdan köşeye sıkışmış insanın çaresizliğini yansıtan bu öyküler, bölünmüş benliklerin içsel belirsizliklerini estetik düzleme taşır.