Bireyin gelişiminde başlangıçtaki narsizm evresi vazgeçilmezdir. Bebek, annesinin bakışında, sözlerinde, okşayısında onun sevgisini görür. Kendini kabulün ve sevmenin ilk evresi budur, daha ileride başkalarını sevmesini ve başkalık duygusunun (öteki var!) öncüllerini bu sağlar. Bu erken ilişki öğeleri psişik büyüme faktörüdür. Çocuğun narsizmi anne babasınınkiyle belirlenir. Eğer bu ilişki tatmin edici biçimde cereyan etmișse, çocuğun kişiliğinin gelişimi, iletișim ve düșünce açısından elverişli koșullarda meydana gelir. Kimlik duygusu bu anda oluşur. Ben ile öteki arasındaki ayrım ise daha ileride gelişir. Bu gelișimin güçlüklerle karșılaștığı durumda, çocuk annesinin ilgisini çekmekte güçsüz kaldığını hisseder ve başkalarının ona verebilecekleri karşısında ilgisizlik duyar, depresif bir "alan" olușturur. Çocuk gerçek bir ıstırap çeker ve varlık duygusunda boșluk hisseder.
78 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Kırmızı Defter'deki öyküler, Paul Auster’ın özel dünyasına girmek isteyenler için biçilmiş kaftan. New York Üçlemesi, Ay Sarayı, Şans Müziği, Tim­ buktu, Brooklyn Çılgınlıkları, Yazı Odasında Yolcu­ luklar gibi yapıtlarında olağanüstü düşgücünü orta­ ya koyan Auster, bu kitabındaki öykülerde, ya gerçekten ya­ şadığı ve tanık olduğu ya da yakınlarından, dostlarından dinle­ diği gerçek olayları anlatıyor. Ama bu trajik ya da komik olay­ ları öykülerken, bir bakıma öteki yapıtlarının ipuçlarını sunu­ yor okurlarına. Kırmızı Defter'm, anlatı sanatından sapmadan sunulmuş bir yazınsal manifesto olduğu da söylenebilir. Kitaptaki dört anlatının ortak yanı, rastlantıların insan yaşa­ mındaki önemini vurgulamaları. Her şeyin ve herkesin gizem­ li bir biçimde birbiriyle bağlantılı olduğunu sezdiriyor Auster. Herkesin başına gelebilecek tuhaf, ayrıksı olayların, insan de­ nen varlığın önceden bilinemeyen, değişken doğasını nasıl or­ taya çıkarıverdiğini anlatıyor.
Kırmızı Defter
Kırmızı DefterPaul Auster · Can Yayınları · 20181,240 okunma
Reklam
Narsistik bir sapkın kimdir? "Ters dönmüş,devrilmiş" anlamına gelen Latince 'perversus'tan gelen "sapkın"[pervers] terimine kötülük ve acımasızlık,hatta sapıklık-özellikle cinsel düzeyde- eklenir.Yakın zamana kadar sapkınlık yalnızca cinsel alanı kapsıyordu. "Sapkın" kelimesi yaygın adetlere,iyiliğe,ötekine karşı empatiye tersi bir tutumu belirtir.Fakat aynı zamanda tutum ve davranışlarının gerçek hedefini gizleyen bir stratejiyi uygulamaya koyabilen birini de belirtir.Narsistik sapkın bir ya da birden çok maske seçer,bunları ustalıkla kullanır.Daha iyi vurabilmek için önce baştan çıkartır,aile için çırpınır,öteki için "kendini paralar";oysa ki sonradan adamakıllı "bölünüp parçalanacak"olan bu "öteki"dir.Sapkın genelde kendini bir kurban olarak gösterir- bu aynı zamanda onun gözde yok etme taktiklerinden biridir.
Biruni
Bana sorarsanız Bîrûnî o yılla rın Orta Asya'sının veya Batı Orta Asya’nın en büyük âlimidir. Hindistan’ı öyle iyi anlatır ki Ganj Ovası’nm oluşumu hakkında söyledikleri alınıp bugünkü jeoloji ders kitaplarına koyulsa hiç kimse yadırgamaz. Alüvyonların gelişini, bunları nehrin taşı masını anlatır. Minerallerin tayininde sırf renk yetmez bir de önemli olan onların özgül ağırlıklarım belirlemektir. Bunun için de yeni bir metot bulur. Hindistan’dan geldikten sonra bulunduğu yerin haritası nı çıkarmak gerektiğini düşünür. Harita çıkarmak için şehir lerarası mesafeyi ölçer. Fevkalâde de doğru ölçmüştür. Bîrûnî gerçek bir fen adamıdır, öteki taraflara pek bulaşmamıştır. O zamanlar âlim olanın dini de bilmesi gerekir. Bilgileri fen tarafindadır ve bundan pek ödün vermez. Meselâ îbn Sînâ sürekli hapse girer. Zindana atılır, kimisi “Bu zındıktır,” der
Gerçek anlamda ilerleme kat etmek, kendimizi kendimizden yaratmak, özetle, yaratıcı­lık, kendi içimizdeki "öteki" ile kurduğumuz iletişim üzerinden, daha önce olmadığımız insana dönüşmek suretiyle vuku bulur.
31 Mart Yerel Seçimleri Bağlamında Marksizmin Tarihsel Doğruluğu Üzerine
Bilindiği gibi “Yüzyılın Felaketi” AKP iktidarı, devlet gücünü bütünüyle elinde tutmasına rağmen 31 Mart Yerel Seçimlerinde ağır bir yenilgi tattı. Bir ABD-İngiltere-İsrail yapımı proje partisi olan AKP, emperyalist efendileri tarafından iktidar koltuğuna oturtulduğu 3 Kasım 2002’den beri ilk kez bu kadar ölümcül, tedavisi çok zor bir yara almış
Reklam
Her aşkta en azından iki varlık vardır, her biri bir diğerinin denklemindeki büyük bilinmeyendir. Bu anlamda aşk yazgının bir kaprisi gibidir; onceden söylenmesi, önlenmesi ya da kaçınılması, hızlandırılması ya da durdurulması imkânsız tu- haf ve esrarengiz bir gelecektir. Sevmek, bu yazgıya açılmak demektir, insanlık durumlarının en yücesidır; bu durumun içerisinde korku neşeyle karışır ve bu harç, içindeki mad- delerin ayrılmasına izin vermez. Bu yazgıya açılmak, sonuç- ta, varlığın içine ozgurlüğün dahil edilmesi anlamına gelir. Aşktaki ortakta, yani Oteki'nde cisimleşen özgürlüğün. Erich Fromm'un dediği gibi: "... Eger alçakgönüllülük, cesaret, inanç, gerçek disiplin yoksa (...) bireysel aşk tatmin kayna- ğı olamaz." Fakat, diye ekler hemen, üzüntüyle: "Bu niteliklerin ender bulunduğu bir kültürde, aşık olabilmek istisnai olmalıdır..."
Sayfa 23 - PdfKitabı okuyor
..üzücü olsa gerçek bu. İnsanoğlu iyi değil. Belki kötü de değil. İkisinin ortası bir şey. Bazen iyi bazen kötü. Çoğu zaman kötü. Bencillik mayasında var. Eğitilse y alnızca kendi çıkarını değil, birlikte yaşadığı insanların, hatta öteki canlıların haklarını da gözetebilen bir yaratık haline gelebilir.
Kadın, saçı uzun aklı kısa mı adın?
Türklerde Kadın Saçı Uzun Aklı Kısa mıydı? Değildi. Ne oldu da bizim Türk kadınları böyle hakarete layık oldu? Kadın, saçı uzun aklı kısa mı adın? Kadınların saçlarını da dine alet ederek bir bez parçasının içinde saçlarını uzattılar. Aklını örten her kadın o örtüyü kaldırabileceği bir donanıma sahip olmadığı için sömürüldü erkek egemen
Bu hayat bir yanılgıdan ibaretti, gerçek hayat öteki dünyadaydı.
Reklam
"Yaşam değil. Ölüm değil. Geleneksel anlamda gerçek dünya değil. Ama rüya da değil. Ne biri ne de öteki. Kısacası, yalnızca Gece Yarısı Kütüphanesi."
Sayfa 32 - Bayan ElmKitabı okuyor
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 26 hours
Bilmek mi? Yoksa imanmak mı? İkisi arasında çok fark var.. Değilmi? "Ey sen, dünyada mevcut her şeyi yarattığı söylenen: hakkında en ufak bir fikrim olmayan sen; ancak lafta tanıdığım ve her gün yanılan insanların bana söyledikleri kadar bildiğim sen; tanrı denen acaip ve hayal mahsulü varlık, kesinlikle, gerçekten ve herkesin önünde ilan
Tanrıya Karşı Söylev
Tanrıya Karşı SöylevMarquis de Sade · Fol Kitap · 2021635 okunma
İnsan Dini inşa eder, Din insanı değil. Başka bir deyişle Din henüz kendini bulamamış veya zaten kendini tekrar kaybetmiş insanın öz bilinci öz hissiyatıdır. Fakat insan dünyanın dışında ikamet eden soyut bir varlık değildir. İnsan insanın dünyası, devleti toplumudur. Bu devlet, bu toplum, Dini bu tersine dönmüş bilinçliliği üretir, çünkü bu tersine dönmüş bir dünyadır. Din, bu dünyanın genel bir teorisidir, onun ansiklopedilik bir özeti, popüler bir form içindeki mantığı, onun ruhsal onur meselesi, coşkusu, onun manevi müeyyidesi, ciddi tamamlanışı, teselli ve haklılaştırımı için evrensel bir zemindir. İnsanın özünün fantastik bir gerçekleştirimidir. Çünkü insanın özü hakiki bir gerçekliğe sahip değildir.Bu yüzden dine karşı olan bu savaş dolaylı olarak öteki dünyayla olan savaştır, dinin ruhsal bir koku kattığı dünyaya karşı dinsel ızdırap aynı zamanda gerçek ızdırabın bir ifadesi, gerçek ızdıraba karşı bir protestodur. Din, bastırılmış varlığın müşahadesi, kalpsiz bir dünyanın kalbidir, tıpkı ruhsuz bir dünyanın ruhu olduğu gibi. Din insanın afyonudur. *KarlMarx
Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün yazdığı “Kusursuz Cinayet” kitabı çıktı… Kusursuz Cinayet var mıdır, yok mudur? Kusursuz cinayetlerin peşinde adli tıp ve adli bilimler… İnsan vücudu ilk ne zaman kesilerek incelenmeye başladı ve otopsinin tarihsel gelişim süreci? Rembrant’ın Dr.Tulp’un Anatomi Dersi tablosunun esrarı… Yürüyen
Gerçek hayat da zorlu, ıstıraplıydı… Biri göğsünden kalbini söküyormuşçasına acı çekiyordu…
Sayfa 117 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.