Tüm insanlar bu dünyayı sadece ziyaret eden ruhlardır. Tüm ruhlar daima yaşayan varlıklardır. Öteki insanlarla tüm karşılaşmalar deneyimlerdir ve tüm deneyimler sonsuza dek sürecek bağlantılardır. Gerçek insanlar her deneyimin çemberini kapatır.. ..Eğer yüreğinde başka insanlara karşı kötü duygularla yürüyüp gidersen ve bu çember kapanmamışsa, bu yaşamın başka anlarında yinelenecektir. Bir kez değil, dersini alana dek defalarca avı çekersin. İncelemek,öğrenmek ve olanlardan ders alarak bilgelik kazanmak iyidir. Minnet duymak ve huzur içinde yürüyüp gitmek iyidir.
Sayfa 126 - KlanKitabı okudu
Gerçek kahraman, bunca maddi ve manevi saldırının karşısında, imanını muhafaza ederek, mutlu sona ulaşabilendir. Öteki türden kahraman ararsan, dünya kahramandan geçilmiyor. Uçanı var, kaçanı var, ağ fırlatanı var!
Sayfa 14 - Babıali Kültür YayıncılığıKitabı okudu
Reklam
Gerçek hayatın da bu düşten pek farklı olmadığını hissetti … gerçek hayatta zorlu , ıstıraplıydı … Biri göğsünden kalbini söküyormuşçasına acı çekiyordu .
İnsanlar beni deli ediyor! Yaşama amaçları: barınma, beslenme, üreme! Ulan o kadarını danalar da yapıyor. Etrafımdaki insanlara bakıyorum da: daha büyük bir ev, daha lüks bir araba, daha lezzetli yiyecekler falan fişman... Kapitalizm! Ey insanlar. Canlarım. Ciğerlerim. Kim uyuttu sizi yahu? Hangi kötü kalpli büyücü yedirdi size bu zehirli
Sayfa 50 - İz YayınlarıKitabı okudu
David Harvey: Marx’ın, emek-değer teorisini reddi David Harvey, emek-değer teorisinin güncelliği ve Marx'ın teoriye yaklaşımına ilişkin bir makale kaleme aldı. Marx’ın, sermaye birikimi çalışmaları için kurucu bir kavram olarak Ricardo’nun emek-değer teorisini uyarladığına yaygın biçimde inanılmaktadır. Emek–değer teorisi genel olarak
Insan eğitildikçe bilim ve eğitim yolunda ilerledikçe anlayışı artar düşünme gücüne Melek'i güç denir 4 Fazilet Erdem ve bunların kaynakları ikmet İffet yiğitlik Adalet Hikmet'in kapsamına giren faziletler Bunlar zeka hatırlama akletme çabuk Anlama anlama gücü zihin açıklığı ve kolay öğrenmedir �ffet'in kapsamına giren faziletler
Reklam
Bakın, iki dünya vardır: Sözü edilmeden var olan dünyaya gerçek dünya denir; çünkü bu dünyayı görmek için sözünü etmeye hiç gerek yoktur. Öteki ise sanat dünyasıdır, bu dünyadan söz etmek gerekir; çünkü ancak sözü edildiğinde var olur.
188 syf.
·
Not rated
·
Read in 11 days
Rus edebiyatının önemli kalemlerinden ve dünya edebiyatını en cok etkileyen yazarların başında gösterilen Dostoyevski'nin eserlerini kronolojik sırayla okumaya başladıktan sonra en başta "İnsancıklar" eserini paylaşmıştım, şimdi de ikinci eseriyleyiz. İnsancıklar eseriyle yazarlığa adım attıktan sonra yazdığı bu ve bundan sonraki birkaç eseriyle beklediği başarıya ulaşamayınca politikaya yönelmiştir. Adı devlet aleyhine komploya karışan ve 8 arkadaşıyla birlikte kurşuna dizilerek idam edilmesine karar verilmişken affedilerek, 4 yıl kürek ve 4 yıl hapis cezası ile yaşama dönen yazarın acılarla dolu hayatı doğal olarak eserlerine yansımıştır. Öteki ismi, başlarda sosyal hayatında ötekileştirilen ve dışlanan bir karakteri aklıma getirse de, çok geçmeden baş karakterimiz Yakov Petroviç Golyadkinin ciddi psikoljik problemleri olan ve sürekli gerçek benliğine muhalif hareket eden ikinci bir kişiliğe sahip olduğunu anlıyoruz. Hikaye boyunca bu şizofrenik tutumları ve iki farklı kişiliği arasındaki çatışmalara ortak olduğumuz karakterimiz, okuru biraz da şüphede bırakmıyor değil. Yoksa sürekli muhalif olan kişi gerçekten var olan ikizimiydi acaba dediğim anlar hiç de az değildi ve kitap sonuna kadar bu belirsizlik kendini korumayı başarıyor. Evet insanın yaşamı boyunca en büyük kavgasını anlatıyor belki de yazar. Ben ve öteki...
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922.2k okunma
Kervanın taşıdığı yükün tümünü talan ettikten sonra, haydutlardan biri, kendisine verebileceği başka bir şeyinin olup olmadığını sormak için Abdülkadir'e yaklaştı. Fakat bu sonuncu yüklerde ne kadar kıymetli şey varsa da bunu fark etmeyip bir öteki yüke doğru hamle edince, bizim genç yolcu kendisinin üzerinde kırk altın dinar bulunduğunu söyledi. Şaki, son derece sefil ve genç bir yolcunun üzerinde bu kadar paranın bulunduğunu duyunca şaşkına dönerek şaka yaptığını sandı. Hemen kolundan tutup reisine götürdü ve o da: aynı soruyu sordu. Annesine verdiği yemine bağlı kalan Abdülkadir, ceket kolunun astarının altında, annesinin bir kese içine koyup diktiği kırk altın dinarı olduğunu tekrarladı. Gerçek ortaya çıkınca, genç yolcunun açık yürekliliği ve masumiyeti karşısında soyguncular şaşırıp kalmışlardı. Çetenin reisi bu kadar saklı bir parayı, neden sırrını muhafaza ederek saklamaya çalışmadığını bilmek ve sormak istemez mi? İşte o vakit Abdülkadir, asla yalan söylemeyeceğine ve doğru yoldan ayrılmayacağına dair annesine ettiği yeminin hikâyesini anlatır.
Sayfa 45 - Büyüyenay YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.