Kuru üzüm ve incir yetişir. Önce ıslak yemişler yetişir, onları güneş olan yerlerde kurutarak kuruyemiş yetiştiririz. İngiltere'ye göndeririz. Onlar da bize gerçek gönderirler. Gerçek tohumları gönderirler biz o gerçeklerlerden kendimize göre gerçekler yetiştirmeye çalışırız. Son yıllarda kuru üzüm ve incirin yanısıra köylü de göndermeye başlamışızdır. Bu köylüleri önce şehirlerde biraz yetiştiririz, tam olgunlaşmadan (yolda bozulmasın diye) başka ülkelere göndeririz. Onlar da bize döviz gönderirler. Halk müziği göndeririz, şöför plağı gönderirler. Aranjman gönderirler. Azgelişmişülke göndeririz, yardım gönderirler. Zelzele, toprak kayması, sel felaketi haberleri göndeririz çadır ve heyet gönderirler. Asker göndeririz, teşekkür gönderirler. Binzorluklayetiştirdiğimiz değerler göndeririz, dışülkelerdeçalışanyabancıistatistiği gönderirler. Gerçekinsanlarımızı göndeririz, bizeordanmektup gönderirler.
Benim için bütün oyunlar, romanlar, hikâyeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor. Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi. Yeni bir şey yaşamak, yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum. Önsözlerle yaşıyorum. Hiçbir yazar şaşırtmıyor beni; çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum. Gerçek dediğiniz dünyadaysa kimin ne yapacağı belli değil. Her gün şaşırtıyorlar beni.
"Bütün hayatımı kelimeler uğruna harcadım, içi boş kelimeler uğruna. Kelimelerin gerçek anlamlarını bilmeden,onlarla oynadım. Oyunları da kelimelerin içinde tutukladım."
Ülkemizde tarım ürünleri yetişir. Kuru üzüm incir yetişir. Önce ıslak yemişler yetişir. Onları güneş olan yerlerde kurutarak kuru yemiş yetiştiririz. İngiltere'ye göndeririz, onlar da bize gerçek gönderirler. Biz o gerçeklerden, kendimize göre gerçekler yetiştirmeye çalışırız.Son yıllarda kuru üzüm ve incirin yanında köylü de göndermeye başlamışızdır. Bu köylüleri önce biraz şehirlerde yetiştiririz; tam olgunlaşmadan (yolda bozulmasın diye) başka ülkelere göndeririz. Onlar da bize döviz gönderirler.Halk müziği göndeririz, şöför plağı gönderirler, arajman gönderirler. Az gelişmiş ülke göndeririz, yardım gönderirler. Zelzele toprak kayması sel felaketi haberleri göndeririz; çadır ve heyet gönderirler. Asker göndeririz, teşekkür gönderirler. Bin zorlukla yetiştirdiğimiz değerler göndeririz, dış ülkelerde çalışan yabancı istatistiği gönderirler. Gerçek insanlarımızı göndeririz, bize ordan mektup gönderirler..
O zamanlar dünya gerçekten de bir öküzün boynuzlarında durmaktaymış ve Karanfil Kız'ın bu aşırı gelişmiş iribaşa söyleyecek bir çift sözü varmış.
Ama dur bak, en iyisi baştan başlayayım. Şimdi bu Karanfil Kız babasını fazla görememekten şikayetçiymiş. Çünkü adamcağız haftanın her günü, hatta bazen hafta sonları bile geç saatlere kadar çalışır,
Genel af ne zaman çıkacak albayım?
Hani bütün sonuçlarıyla suçları affederler ya, ne zaman kavuşacağız ona?
Gözlerini kapadı: «Genel affı görür gibi oluyorum albayım.»
Gülümsedi: «Delileri de affederler mi acaba?»
«Kendini deli zannedenleri affederler belki,» dedi Hüsamettin Bey.
«Başkalarına zararları dokunan delilleri de affederler mi?»
«Genel bir afsa, onları da suçsuz saymaları gerekir.»
«Bencillik yüzünden başkalarına bilmeden eziyet edenleri
senin çıkaracağın anlaşılıyor: Sen de istediğini yaparsın.»
«Kolay mı albayım? Akıl insanın yakasını bırakıyor mu?
Fakat, afla birlikte şartları da düzeltmek gerekiyor albayım.
Yoksa serbest bırakılanlar ümitsizlikten, yapacak başka bir şey olmamasından,
bir şey yapmak gerektiği için, bir şey yapmadan yaşanamayacağı için,
iyi bir şey yapmasını öğrenmedikleri için ve kötü bir şey yapmaktan başka
çareleri olmadığı için aynı suçlan tekrar işlerler. Başka çare yoktur albayım.
Genel af, aslında değişik bir işkence yoludur. Yoksa affederler miydi?
Dünyada bedava hiç bir şey yoktur albayım.»
«Var,» dedi albay. «Sen varsın. Ve senden önemlisi, oyunların var.»
«Fakat herkesin burnundan getiriyorum.» «O başka,» dedi albay.
«O, senin duyun. Bedava olmasa da burnundan getireceksin herkesin.»
Güldü: «Oyuna ben de alıştım galiba.»
Hikmet bağırdı.- «Onun için gerçek değilsiniz işte. Aman yarabbi!
Dünyanın sonu geldi. Yazalım albayım. Başka çaremiz yok.»