BİLGİ FELSEFESİ
Felsefenin, insan bilgisinin kaynağını, sınırlarını, geçerliliğini ele alan dalına bilgi felsefesi denir. O, belli bir bilgi türünü değil de, bilen özne ile bilinen obje arasındaki
Yuvadaki Şeytan
Neden bütün ya da hemen hemen bütün modern evliliklerin mutsuz olduğu sorusu (sanki sadece modern evlilikler mutsuzmuş ve modern olmayanlar mutluymuş gibi), bütün edebiyatın
"İnsanın doğasının mükemmelleştirilmesi ancak eğitim yoluyla gerçekleştirilebilir
İnsanoğlu sadece eğitim yoluyla insan olabilir. İnsan sadece eğitimin onu dönüştürdüğü şeydir. İnsan, sadece insan tarafından eğitilen, başka bir deyiş ile kendilerini eğitmiş insanlar tarafından fark edilebilir.."
Bu düşüncelerin kişisel düzlemdeki devamı şöyle şekillendirilebilir: kimseyi kendim gibi düşünmeye zorlayamam; ancak benim gibi düşünmek isteyenlere, kendi düşüncelerimi aktararak ipucu verebilirim. Öte yandan, benim ulaştığım bir doğru veya bir gerçeklik varsa, bu ipucundan hareket eden kimse aynı doğruya ve aynı gerçekliğe ulaşabilirse, bu sonuç onun çabasının ürünü olur ve ancak bu durumda ulaşılan düşünceler o kişi tarafından sahiplenilmeyi hak etmiş olur. Haklar gibi fikirler de ancak sahibi tarafından tasarruf edilebilir. Ezberlenmiş fikirler hafızları tarafından tasarruf edilemez, onların üzerinde değişiklik ve başka her türlü tasarruf ancak sahibi tarafından gerçekleştirilebilir. Kişi ancak nasıl malik olduğu haklar üzerinde bir tasarruf yetkisini haiz bulunuyorsa, gene ancak kendi öz malı olan fikir üzerinde tasarruf edebilir. Böylece herkesin Amerika'yı, kendi Amerikasını yeniden keşfetmesi gerektiğini ifade ediyoruz.
“Evet , bazen en tuhaf, en çılgın düşünceler insanın zihnine öyle bir yerleşmiş oluyor ki onları gayet rahat bir şekilde kolayca gerçekleştirilebilir olarak kabul ediyorsun…”
Evet, bazen en tuhaf, en çılgın düşünceler insanın zihnine öyle bir yerleşmiş oluyor ki onları gayet rahat bir şekilde kolayca gerçekleştirilebilir olarak kabul ediyorsun... Daha da fazlası, eğer bu düşünceler çok güçlü ve tutkulu bir arzuyla birleşirse o zaman bunu kaçınılmaz bir yazgıymış gibi, bir zorunlulukmuş, olmaması imkansız, olması ise muhakkak öngörülen bir şeymiş gibi görürsünüz!