-“Gerçekten öyle anlaşılan. Herkes alıyor, herkes veriyor, hayat böyle.”
-“Peki, paran olmazsa ne vereceksin, söyler misin?”
-“Herkes kendisinde olan şeyi verir. Savaşçı güç verir, tüccar mal, öğretmen ders, köylü pirinç, balıkçı da balık.”
-“Çok güzel. Peki, senin verebileceğin şey nedir? Bildiğin meslek, elinden gelen iş nedir?”
-“Düşünebilirim. Bekleyebilirim. Oruç tutabilirim.”
-“Hepsi bu kadar mı?”
-“Sanırım bu kadar!”