Şekerlemeleri açıp iştahla yutarken etrafımdaki beyaz insanları inceledim. Bana soğuk ve hastalıklı görünüyorlardı.
İngilizce biliyor olsaydım, "Güneşe ihtiyacınız var," diyecektim.
Bunun geçici bir sorun olduğunu sanmıştım. Her zaman böyle görünmezlerdi ya, değil mi? Bu insanlar uzun süre güneş yüzü görmediklerinden beyazlaşmalardı herhalde. Sonra ilk fırsatta onlardan birine dokunmak istedim, çünkü belki de beyaz çıkarılabiliyordu. Belki altında gerçekten siyah derileri vardı.
Karalama1
Son yıllarda çok kitap okuduğumdan olsa gerek, yazarlara özendiğim zamanlar oluyor. Bir şeyler anlatma, ahkam kesme, bir şeyleri tanımlama, o şey hakkında yargılarda bulunma ve o şey hakkında hüküm verme ihtiyacı mı desem bunun adına, bilemiyorum. O kadar anlatılmaya, tanımlanmaya, hakkında yargılarda bulunulup, hüküm verilmeye muhtaç konu varki,
Bugün eve bir abla geldi ve kardeşime ablan evlendi mi diye sordu. Bende bunu duyunca elimdeki kitabı bırakıp oturma odasına odaklandım. Kardeşim diyor ki, ablam daha 20 yaşında okuyor. O sırada ben 20 yaşında olduğumu fark ettim. 20 ne ya şaka mı. Ben nasıl 20 olabilirim! 20 nE!! Böyle birşey olabilir mi!! Büyük ihtimalle ilerleyen zamanda bunu okuduğumda şımarmışsın yine kendi kendine Beyza diyeceğim ama yok. O an ki şok ve aydınlanma gerçekti kızım. Bazen gerçekten büyüdüğümü, üniversite okuduğumu hatta belki birkaç yıl sonra evleneceğimi kabul edemiyorum. Sanırım aileden kaynaklanıyor. 19 yaşındaki kardeşim geçenlerde " Ben büyüyünce ingilizce öğreneyim." dediğinde gülme krizi geçirmiştim. Oysaki daha ne kadar büyüyebilir... Üniversitesini benden önce bitirecek, ehliyeti olduğu için annemin işlerine yardım ediyor tek başına. Buna rağmen hâlâ büyüdüğümüzü hissedemememiz iyi mi kötü mi bilmiyorum ama Allah düzenimizi bozmasın. Şikayetçi değilim sadece bazen şaşırıyorum bu kadar yılın bu kadar hızlı geçip gitmesine o kadar.. sübhanallah
Aziz akşamı olağan karanlığında ve kendi kararında kabul edip yemekten sonra salonun karanlık bir köşesine çekildi. Her şey kendiliğinden olsun istiyordu. Gece de, uyku da, ışık da, çocuk da her şey böyle kendini bırakmışken olsun, mevsiminde açsın, patlasın, yağsın ve bitsin istiyordu. Acaba gerçekten de zaten öyle mi, müdahale mi geciktiriyor ya da tıkıyor diye aklına gelip duruyordu. Şimdi işte kendi üstüne toprağını çekmiş bir tohum gibi durmak, olacağı bilmeden bilmek, öleceği bilmeden bilmekten içine bir sızıntı akıyordu.
Sayfa 44Kitabı okudu
Lozan’ın Gizli maddeleri
Lozan’ın gizli maddesi yoktur böyle asılsız bir şey konuşmak bile gereksizdir gizli maddeyi kim kiminle yapacak ikinci harp öncesinde Mussolini ile Hitler arasındaki anlaşmamı bu yahut birinci harpten evvel Türkiye’nin bölüşülmesinin anlaşması mı Lozan’da gizli maddeler gerçekten çok saçma bir başlık
Sayfa 153Kitabı okuyor
Dahi Diktatör 7
Bazen dil düşünceyi anlatmakta yetersiz kalabiliyor. Bu durumda düşüncelerinizi anlatabilen yeni bir sözcük türetmek ve açıklamak en doğrusu olabilir. Acaba diyorum Celal Şengör diktatör yerine iknatör sözcüğünü kullansa daha mı iyi olurdu?
Buradan devam edelim. Gerçekten dilimizde Celal Şengör’ün sorununu çözecek sözcük bulunmuyor mu? “Kendi
Otoriter bir devlette gerçeği değiştirmek, geriye bakarak tarihi yeniden yazmak, haberleri çarpıtmak, gerçek olanları bastırıp yalan haberler eklemek meşru görülür. Bilginin yerini propaganda alır. Gerçekten de, böyle bir ülkede hakları olan bir yurttaş değil bir kulsundur ve bir kul olarak devlete ( ve kişiliğinde devleti somutlaştıran diktatöre) fanatik bir bağımlılık ve körü körüne bir itaatle yükümlüsündür.
Sayfa 140 - Can YayınlarıKitabı okudu
Böyle bir şeyin olabilmesi harikulade, aslında böyle bir şey mümkün değil, çünkü yerle gök arasında seninle benim açıklayabileceğimizden çok daha fazlası var ve bu gerçekten de heyecan duymamız gereken bir şey, öyle değil mi, yani dünyanın açıklanamaz, olağanüstü bizim anlamadığımız şeylerle dolup taşması, hayatı yaşamaya değer kılan şey bu resmen, sence de öyle mi, hayatı heyecanlı kılan şey bu!
Sayfa 141Kitabı okudu
Benim trollük seviyesi.
Böyle bir vaka gerçekten olabilirdi, değil mi? Öyle ya, olur olur! Niçin olmasın? Olmadı halbuki. Hepsini kendim uydurdum.
Sayfa 23Kitabı okudu
