"Ustam, ilk günkü gibi olur mu?"
Diye sormuştum. Onun verdiği cevabı hiç unutmadım: "Hocam bozulan hiçbir şey tam anlamıyla eskisi gibi olmaz, ama yine de çok güzel yaparız sen tasalanma."
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değildir. Onlar Hayat’ın kendine duyduğu özlemin oğulları ve kızlarıdır. Onlar sizinle gelirler, ama sizden değil, ve onlar sizinle birlikte olsalar bile, yine de size ait değildirler.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil; çünkü kendi düşünceleri vardır onların. Onların bedenlerine bir ev sunabilirsiniz, ruhlarına değil; Çünkü onların ruhları, sizin düşte bile ziyaret edemeyeceğiniz o geleceğin evinde yaşarlar. Onlara benzemeye çaba gösterebilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye kalkmayın.
Çünkü hayat geriye gitmez ve dünle de hiç oyalanmaz. Siz yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar. Okçu sonsuza giden yoldaki hedefi görür ve oklarının hızlı ve uzağa gitmesi için tüm gücüyle gerer sizi. Onun elinde gerilmeniz sevinç nedeni olsun size; Çünkü o fırlatılan oku sevdiği gibi, elindeki sağlam yayı da sever.
“Gördüğü şeylerin sebeplerini araştırmak insanoğlunun doğasına özgüdür. Bazıları daha çok araştırır, bazıları daha az; ama herkes kendi iyi ya da kötü kaderlerinin sebeplerini araştıracak kadar meraklıdır.”