Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çünkü yanlış ve yalan davalar daima parlak gözükür . Fuhşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolay olduğu gibi...
Mükemmele ulaşmak için vaktini boşa harcama, onun yerine elinden gelenin en iyisini yapmak için mücadele et.
Reklam
Tercüme meselesi
Yüz seneden beri Avrupa medeniyetinin ve kültürünün dairesine girmiş bulunuyoruz. Avrupalıca düşünmek, Avrupalıca yaşamak, Avrupalı gibi öğrenmek ve ilim yapmak istiyoruz. Memleketimizin mukadderatına hâkim olan büyük vak'aların verdiği imkânlar nispetinde müesseselerimiz Avrupalılaştı. Saatimizden, takvimimizden, eğlence tarzımıza kadar bizi bir garplıdan ayıran farklar artık bir nispet farkını geçmiyor. Bununla beraber bir noktada henüz bir işe başladığımız gün kadar olduğumuz yerdeyiz. O da bir millî kütüphane meselesi. Hâlâ gençlerimiz ilmî, felsefî ve edebiyat şaheserlerini Avrupalı dillerden okumak mecburiyetinde bulunuyorlar.
Dergâh Yayınları 1995 Sayfa: 77
"Zaten herkesin bildiği gibi kötülük yapmak daima en kolayıdır."
Sayfa 90 - Kırmızı KediKitabı okuyor
341 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Atomik Alışkanlıklar
Uzun zamandır okumayı istediğim bir kitaptı ve kesinlikle bu isteğime değdiğini düşünüyorum. Öncelikle herkesin bildiği kişisel gelişim kitapları gibi “Her şeyi başarabilirsin! Sen çok güçlüsün!” gibi sözlerden sıyrılıp, insanın yapabileceği şeyleri hangi yollarla gerçekleştirebileceğini anlatıyor. Bilimsel verilerle desteklenmesi ve günlük yaşama
Atomik Alışkanlıklar
Atomik AlışkanlıklarJames Clear · Pegasus Yayınları · 202210,4bin okunma
...simülasyon ve içindeki düzlemlerde sanıldığı yahut da rejisörlerin, senaristlerin, yazarların hatta felsefecilerin insanları yanılttığı şekilde sayısal bir çözümleme yapmak mümkün değildir. İlahi irade bir makinaya bağlı olmadığı için işlemci gücü veya evreni modelleyecek sistemin ihtiyaç duyacağı enerjiye de gerek duymaz. Çünkü mevcut aşırı kompleks yapı kendi kendini idare edebilir. Bunu sağlayan şey de tam olarak tindir. Onun sayesinde bir veri çöplüğüne ihtiyaç duymaz evren zira ol deyince olmanın temelinde muhteşem dairenin üflediği ruh vardır. Bu öyle yüksek çözünürlüklü bant aralığına sahip bir veri dizilimidir ki aynı anda aşağı ve yukarı, içe ve dışa, sağa ve sola katlanarak büyüyen ve küçülen frekans aralığında ve dahi bunun eksiye ve artıya doğru sonsuza uzanan harmonik salınımlarında bile kendine yer bulan boyutların çetelesini zaman fark etmeksizin tutabilir. Bunun sayısal ve sanal çözümlemesini yapabilecek bir enerji kaynağı için milyonlarca güneş gerekebilir. Daha net olmak gerekirse bu söylediklerimiz şu demektir; dünyadaki tek bir kum tanesinin varoluş hikayesini, konumunu, gelmişini geçmişini ve sınırsız ihtimaller dahilinde içine girebileceği varsayım datasını dijital olarak saklamak olası değildir. Fakat ruhu çözümleyebilecek bir dekoder kullandığınızda o kum tanesine dair tüm bilgiye ulaşmak mümkün olduğu gibi bunu geçmişe yahut geleceğe alıp yeniden oynatmak bile olabilirlik dahilindedir. Hem de bunu yorumlayacak bir dekoderiniz varsa o kum tanesiyle birlikte tüm dünyanın bilgisine de erişmek mümkündür.
Reklam
“İnsanlar Dünyaya Halife olarak gönderilmişlerdir.En büyük gayelerinden biri İslamı tehvid inancını koruyup kollamak insanlara anlatmak ve gelecek nesillere daha bir güzel dünya bırakmak için çalışmaktır.Bunların hepsini yapmak için öncelikle insanların kendilerini sorgulaması gerekir İslam düşünmeyi emreder hadisi şerifte dediği gibi nefsini bilmeyen rabbinide bilemez önce yaratılış gayemizi bilmemiz gerekir.”
Kolay değildi babadan, anadan nefret etmek. Nefret ettiği halde yine de onlardan sevgi dilenen bir çocuk gibi, kırk beş yaşında, evet, kırk beş yaşında bir çocuk gibi yanlarında yörelerinde dolanmak, kendini beğendirmeye, sevdirmeye çalışmak, yaptığı her şeyi içindeki öfke ve nefret duygusuyla hep o küskün halle yapmak, büyüyememek, tam olamamak, kendini ait hissedememek, güvensiz ve tedirgin baba evi ziyaretlerinde susmak, susmak ve durmadan susmak kolay değildi.
hava o kadar güzeldi ki, önce ekmek arası köfte. hafif yağmurlu havada yürüyüş yapmak. en sonunda çay ve tatlı ile kapanış. mis gibi.
Tiyatroya gitmek isteriz. Sevdiğimiz oyuna yer bulamazsak mutlu olur, "Oh çok iyi, demek iş yapıyor, salon dolu" diye sevinir, asla adını vermezdi gişe memuruna…"Seyirci gelsin de, biz oyunu görmesek de olur." Şimdi biz de herhangi bir iş için O'nun adını vermekten hep kaçınırız. Bu yüzden bazen zorluk yaşıyoruz ama O'nun kendisi için yapmadığı bir şeyi biz de yapmak istemiyoruz. Zaten hep O varmış gibi yaşıyoruz. Yaşam biçimini benimsemişiz. Böyle mutluyuz.
Sayfa 30 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Ruh İkizi ...
"Onun benim ruh ikizim olduğuna fazlasıyla inanmıştım.'' ''Belki de öyleydi. Senin problemin bu sözcüğün ne anlama geldiğini bilmiyor olmak. İnsanlar ruh ikizinin mükemmel bir uyum yarattığını düşünürler ve aslında herkesin istediği de budur. Fakat gerçek bir ruh ikizi ayna gibidir; kişi sana arkanda gizlediğin her şeyi
Birçoğumuz kitap okumak, resim yapmak ya da seyahat et­ mek gibi tutkularımızı kendimize saklarız ve bunlar dünyayı ge­ nel anlamda etkilemez.
320 syf.
·
Puan vermedi
·
117 günde okudu
Rakip olup düşman edinmek mi, müttefik olup dost kazanmak mı?
Kitaba başlarken klasik ve sıkıcı bir kişisel gelişim kitabı olabileceği düşüncesiyle başlamıştım. Özellikle bazı okuduğum kitaplardan fayda görmeyince umudum da pek kalmamıştı açıkçası. Ancak kitabı okudukça, içinde verilen ödevleri yaptıkça aslında bu kitabın olduğundan daha fazlası olduğunu gördüm. Kitap açıkça iletişimin nasıl olması
Birlikte İyi Hissetmek
Birlikte İyi HissetmekDavid Burns · Psikonet Yayınları · 2019877 okunma
Paragraf komple müthiş ❥
Sadettin Ökten
Sadettin Ökten
: Türkiye kendi İslamî kimliğinden vazgeçse tehdide maruz kalmayacak. Türkiye'de ekseriyet dini, modernitenin çizdiği sınırlar içinde anlar; halbuki din, medeniyetin kurucu unsurudur. Bir medeniyeti ya bir din kurar ya da din gibi algılanan bir felsefi doktrin kurar. Burada iman edilen bir felsefi doktrini kastediyorum. Modernite de bir tür dindir. bir medeniyet doktrinidir. İçerisinde Hıristiyanlığa da, Islama da ancak onun çizdiği sınırlar dahilinde kalmak şartıyla yer vardır. Türkiye'de bu sınırlara uymayan bir İslam tasavvuru var. Dolayısıyla buradan bir çatışma doğuyor. Modernite, hayatı doğum ve ölüm arasında sınırlandırıyor. Buradan hız ve haz çıkıyor. Müslümansa ebedi hayatı hayata katıyor, hatta öncesini, kalubelayı dahi katiyor. Erzurumlu İbrahim Hakkı, "Dünyaya geldim gitmeye," diyor. Modernite için gitmek, bitmek demek ve gitmenin ötesi bir muammayken Müslüman için öyle değil. "Hayat-ı cavidanı bir şeyh-i kâmilden sual ettim/ Ölümden evvel ölmektir deyince intikal ettim" dizeleri, ölünün ihtirassızlığından yola çıkarak insanın yapmak zorunda olduğunu, ancak ihtiras sahibi olmaktan kaçınılması gerektiğini ifade ediyor. Moderniteyse ihtiras üzerine kuruludur. Dayanağı kendi varlığıdır ve o varlık modern insana, "Önce ben, hep ben," dedirtir. Müslüman'ın varlığıysa nefes alırken bile "Hû" der.
Çocuğun davranış sorunlarının birkaç gün içinde çözülmesi mümkün değildir. Sonuçları başlangıçta görmemek ya da başkalarının, özellikle de çocuğunuzun itirazları nedeniyle başarısız olmak sizi vazgeçirmesin. Çocuğuyla ödev yapmak için bir davranış sözleşmesi yapan ebeveynlerle çalıştım. Çocuğun ilk hoşnutsuzluğunu ifade etmesi ile birlikte bunu uygulamaktan vazgeçtiler. Bu size olursa, planınıza sadık kalın. Çocuğunuzun protestoları, hedefe doğru yaklaştığınız anlamına gelir; aynı zamanda çocuğun bu yeni planda başarılı olmak için davranışını değiştirme ihtiyacını anladığını gösterir. Çocuğunuz aşıdan hoşlanmıyor diye hastalığa karşı aşı yaptırmaktan vazgeçemezsiniz. Sırf prosedürü protesto ettiği için çocuğunuzun uzun vadede davranışını iyileştireceğini bildiğiniz çabadan da vazgeçmemelisiniz. Planınızı tutarlı bir şekilde takip ederek yaklaşık bir hafta sonra, başarısını değerlendirmek için zaman ayırabilirsiniz. Başarısız gibi görünüyorsa, listenize geri dönün ve başka bir alternatif seçin. İlk plan işe yaramadı diye kendinizi eleştirmeyin. Unutmayın, deniyorsunuz ve bu da, hiçbir garantinin olmadığı anlamına gelir.
Sayfa 213 - Palme yayıneviKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.