Gittim diyip gidemeyenlere gelsin
https://1000kitap.com/Arafda beyin sesinden yine muhteşem şiirle sizi başbaşa bırakıyorum 😊
Gözüm dalıyor yine debelenen ruhlara
Beden kisvesinden ileriye gidemeyenlere
Varlığı sadece ve sadece zahirde sananlara
…
Gönlüm takılıyor habersizlere
Varlığı sadece dünyadan ibaret sananlara
Var edicilerinden bî haber olanlara
Sevmeyenlere,zikretmeyenlere…🫴🏻🎠
***Çok yönlü olup da yönünü tayin edemeyen o kişi***
👇
“YOĞUN OLUNCA ANKSİYETESİ TUTAN, BOŞ OLUNCA DEPRESYONA GİREN O KIZ.”
O adam da olabilir belki ama bilmiyorum tanımadım.
Ve yine konu sınır ve ölçüye dayanıyor. Ölçüyü aşan her şey heba oluyor. Peki bu ölçüyü nasıl sağlayacağız? Aklımızı ölçülü kullanarak. Peki ya kime göre ölçü, neye göre ölçü diyorsunuz değil mi? Bunun bir ortalaması yok.
Herkesin “KENDİ ÖLÇÜLÜK DEĞERİ” kendine özgün olacak. Tıpkı parmak izi, DNA sarmalı ya da göz retinası gibi. Bu ölçünün değerini ise kişi kendini tanıyarak ortaya çıkaracak.
Kendini tanıma sürecine girmeden yaşanmış ve bitirilmiş bir hayat yaşanmaya değer midir bilemiyorum. Bu tip yaşanan hayatların öznesinin ise dünyadan bir haber, gamdan kederden haylice uzak, eğlence odaklı bir yaşam sürdüğü aşikar.
Kendilik değerini ölçmek için köşe bucak dolaşan, sağa sola sapıp ortayı bulamayan, ve yine ne pahasına olursa olsun direksiyona sımsıkı yapışıp bir türlü ortadan gidemeyenlere selam olsun.
Bir gün kendi ölçülük değerinizi bulabilmeniz dilekleriyle…
Evdeki misafirlerden kaçıp moda sahiline gidecekken üşenip arka caddeki Burger King’in en kuytu masasına oturup patates kızartmasıyla çantasına attığı iki poğaçayı sallama çayla yiyen o kız.
15.10.23 Pazar.
Gidemeyenlere selam olsun...
Yine de, bırakamam yerlere gururumu
İstenmediğim yeri usulca terk ederim
Hâtıra kalsın diye bırakır da ruhumu
Mahzun bir derviş gibi boyun büker, giderim.. 
Nurullah Genç
"Gözüm dalıyor yine debelenen ruhlara.
Beden kisvesinden ileriye gidemeyenlere.
Varlığı sadece ve sadece zahide sananlara.
İspat için sözünü değil, sesini yükseltenlere.
İnsanlara kalbinin güzelliği için değil mevkisi için değer verenlere.
Gönlüm takılıyor habersizlere.
Varlığı sadece dünyadan ibaret sananlara.
Var edicilerden bir haber olanlara.
Sevmeyenlere, zikretmeyenlere..."
Bak zilhiccenin hilali göründü
Hacılar hep beyazlara büründü
Fakir gönlüm bu yılda çok üzüldü
Gitmedi diye hep kedere gömüldü
Onlar tekbir ile giysin beyazlar
Ben istiğfar ile giydim siyahlar
Acep ne kadar suçum ve hatam var
Bu yılda davet etmedi beni yar
Onlar mutlu Beytullah’ı tavafta
Ruh ve kalpleri serin o sıcakta
Yandım yine fırınlarda ocakta
Özlem ateşi ile ben uzakta
Arafat’ta içlerini dökerler
Bayram günü kurbanları keserler
Gidemeyenlere çöker kederler
Aşıklar gönlünü kurban ederler
Ya rab bizi beytine davet eyle
Hacıların içine dahil eyle
Garip ruhi gönlünü tamir eyle
Habibine aline salat eyle
Seyyid Muhammed Ruhi
Biliyor musunuz?
12. İslam halifesi Ömer bin Abdulaziz zamanında;
Zekat verilecek kimse kalmadığını,
Saraydaki lüks eşyaları beytülmale (devlet hazinesi) koydurduğunu,
Köle ve cariyeleri azat ettiğini,
Halktan herhangi biri gibi sade bir hayat yaşadığını,
Sütten yeni kesilen çocuklara maaş bağlattığını,
Hapisteki insanları miskinler kategorisinde değerlendirerek zekat gelirlerinden kendilerine yetecek kadar maaş verdiğini,
Borçlulara borçlarını ödeyebilmeleri için yardım etmesinin onun belli bir zümrenin değil, her kesimin sesini duyup ihtiyaçlarına kulak veren bir halife olduğunu gösterdiğini,
Evlenemeyen gençlerin evlendirilmesi,
Maddî imkanı yeterli olmadığı için hacca gidemeyenlere bütçeden yardım etmesi,
Yolcular için konaklama tesislerinin inşası ve yolcuların bir gecelik konaklama ve yiyecek ihtiyaçlarının burada ücretsiz karşılanması,
Malları zarara uğramış çiftçi ve tüccarın zararlarının bütçeden temini gibi uygulamaları hayata geçiren bir halife olduğunu
BİLİYOR MUYDUNUZ?
Kaybedermiyim korkusuyla herşeyi yitirdim ben, şimdi kaybedeceklerimi bir bir masaya bırakıyorum.
Zamanı gelince gittiklerini görmektense, teker teker süzgeçten geçiriyorum hepsini.
Artık ne gidenlere üzülürüm nede kalıpta içimden bir türlü gidemeyenlere.
Ansızın terketmelerine karşı, zamanlı terk edilmeleri tercih ediyorum artık..:)
Yüreğime dokundu bu sözleri,öylece çekip gidemeyenlere gelsin...
"...Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa şimdi, Sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek;
Yaralı bir kuş gibi..."
(Kazım Koyuncu-Ayrılık Şarkısı)
Başını alıp gidenlere sesleniyorum.Cok şanslısınız ne mutlu size tadinı cikarin herseyin.Gidemeyenlere gelince hiç ,koskoca bir HIC diyorum.