Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Abdullah b. Ömer (r.a) dedi ki: "Hacc ayları Şevval, Zilkade ve Zilhicce’nin (ilk) on günüdür.” Peygamberimiz Medine dışındaki Müslümanların da hac için hazırlanıp Medine'de toplanmalarını ilan etti. Medine'ye pek çok insan geldi. Herkes, Peygamberimize uymanın çaresini arıyor, haccı onun yaptığı gibi yapmak istiyordu. Binitli veya yaya olarak gelmeye gücü yetenlerden hiç kimse geri kalmadı. O sırada bazıları hastalandı. Peygamberimiz onlara ve binek bulamadığı için hacca gidemeyenlere Ramazan umresini tavsiye etti. Çünkü sevap cihetinden Ramazan umresi hacca denkti."
392 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
7 Başlıkta Savaşçı Nasıl Olunur?
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
nun
Var mısın?
Var mısın?
kitabından sonra okuduğum 2.kitabı. Ülkemizde psikoloji alanında kendini net bir şekilde ispatlamış bir değerimiz bana göre kendisi. Anlatım şeklini çok seviyorum Doğan Bey in öncelikle. Her şeyi biliyor ama anlatırken bize, bizim anlayacağım bir şekilde anlatıyor. Yormuyor anlarken. Basit örneklerle anlatıyor. Herkesin
Savaşçı
SavaşçıDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20219,8bin okunma
Reklam
"Gözüm dalıyor yine debelenen ruhlara. Beden kisvesinden ileriye gidemeyenlere. Varlığı sadece ve sadece zahide sananlara. İspat için sözünü değil, sesini yükseltenlere. İnsanlara kalbinin güzelliği için değil mevkisi için değer verenlere. Gönlüm takılıyor habersizlere. Varlığı sadece dünyadan ibaret sananlara. Var edicilerden bir haber olanlara. Sevmeyenlere, zikretmeyenlere..."
gidemeyenlere..
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem, gitmem Unutamam, acı tatlı ne varsa hazinemdir Acının insana kattığı değeri bilirim, küsemem Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir
Sayfa 211 - Metis Yayınları/2006Kitabı okudu
104 syf.
10/10 puan verdi
Frau - Murat Terlemez ”Ruhunun ele geçirilebileceğini düşünenler tehlike altında olur…” ”Hangi çağda olursa olsun, kadına biçilen rol değişmedi.Namus her daim kadın üzerinden kendine yer buldu, hiç bir zaman kendi olamadı.” ”Frau bu çok berbat bir çağ.Bir türlü alışamadık bu çağa.” @muraterlemez kaleminden # frau kitabını okudum.Kitap 1518 yılında Ortaçağ Fransa’sında ortaya çıkan dans hastalığını ve dans ederek ölen insanları konu alıyor. Frau ve Herr birbirine sevgiyle bağlıdır.Her türlü zorluğa , kıtlığa katlanmaktadırlar.Herr, doktora gidemeyenlere bitkisel ilaçlar yaparak yardım eder. Frau ise, insanların sinir sistemlerini telkin yoluyla düzeltmeye çalışan bir şifalıcıdır.Frau evlenme teklifini kabul etmediği için onlara düşman olan ve pek çok kötülük yapan Aleon ise halkı da bu aileye karşı doldurmaya çalışır.Ancak bir gün şifa dağıtan Frau, dans etme hastalığına yakalanır ve onunla temas eden herkes hastalanır.Herr , Frau’ yu tedavi etmek için çeşit çeşit ilaçlar hazırlar. Herr’in sevgisi Frau’yu iyileştirecek midir? Halk bu salgından kurtulabilecek mi? Salgının ortaya çıkma sebebi nedir? Tüm bu soruların cevabı ve daha fazlası için bu kitabı okuyun. Sayfa sayısı:99 Kitapla ve sevgiyle kalın
Frau Troffea
Frau TroffeaMurat Terlemez · Perseus Yayınları · 202345 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Okurken içimin yağlarını eriten, oh ağzına sağlık, oh yüreğine sağlık diye diye okuduğum bir kitap okudum. Canım
Hümeyra Uyanık
Hümeyra Uyanık
gel bi öpücem seni Ya nasıl da söylemek isteyip söyleyemediklerimi yazmışsın. İçimde beni zehirleyen şeylerin sendeki akışlarını görünce inan sanki ben rahatladım. Hop hop biz de buradayız mı diyorsunuzYa ben yazarla
Keçi Kadın
Keçi KadınHümeyra Uyanık · Ahbap Kitap · 202316 okunma
Reklam
Bırakıpta gidemeyenlere….
İnsan şehirler geçtikçe kendinden izler bırakır. Şehrin parklarında, tren istasyonlarında, kafelerinde, bulvarlarında, dükkânlardan yükselen şarkılarında, duraklarda, metrolarda bekleyen insanların dalgınlıklarında izler bırakır insan. Şehirlerde bıraktığın her iz, geri dönmek için bir yol işaretidir
Çocukken bize şunu öğretmişlerdi: "Okula giden bir öğrenci, parası olmadığı için okula gidemeyenlere borçlanır. Bu yoksul ülke sana eğitim fırsatı veriyorsa bunu okula gidemeyen kardeşlerine tepeden bakmak için değil, onlara hizmet etmek için kullanmalısın. Ne kadar okusan o kadar daha borçlusun. Profesör olursan, çobanın ayağına kapanmalısın."
Sayfa 189 - Bursa'da bir devrimci mahallesinde...Kitabı okudu
***Çok yönlü olup da yönünü tayin edemeyen o kişi***
👇 “YOĞUN OLUNCA ANKSİYETESİ TUTAN, BOŞ OLUNCA DEPRESYONA GİREN O KIZ.” O adam da olabilir belki ama bilmiyorum tanımadım. Ve yine konu sınır ve ölçüye dayanıyor. Ölçüyü aşan her şey heba oluyor. Peki bu ölçüyü nasıl sağlayacağız? Aklımızı ölçülü kullanarak. Peki ya kime göre ölçü, neye göre ölçü diyorsunuz değil mi? Bunun bir ortalaması yok. Herkesin “KENDİ ÖLÇÜLÜK DEĞERİ” kendine özgün olacak. Tıpkı parmak izi, DNA sarmalı ya da göz retinası gibi. Bu ölçünün değerini ise kişi kendini tanıyarak ortaya çıkaracak. Kendini tanıma sürecine girmeden yaşanmış ve bitirilmiş bir hayat yaşanmaya değer midir bilemiyorum. Bu tip yaşanan hayatların öznesinin ise dünyadan bir haber, gamdan kederden haylice uzak, eğlence odaklı bir yaşam sürdüğü aşikar. Kendilik değerini ölçmek için köşe bucak dolaşan, sağa sola sapıp ortayı bulamayan, ve yine ne pahasına olursa olsun direksiyona sımsıkı yapışıp bir türlü ortadan gidemeyenlere selam olsun. Bir gün kendi ölçülük değerinizi bulabilmeniz dilekleriyle… Evdeki misafirlerden kaçıp moda sahiline gidecekken üşenip arka caddeki Burger King’in en kuytu masasına oturup patates kızartmasıyla çantasına attığı iki poğaçayı sallama çayla yiyen o kız. 15.10.23 Pazar.
~ 1K'dan Gidemeyenlere :) ~
"Gideceğim diye tutturdunuz ama görüyorsunuz ki gitmek için istemek yetmez."
Reklam
Yerde turalarına bastığım madeni paralar. Büyük dayının uzak yolculuklardan getirdiği, uzaklara gidemeyenlere getirdiği , ülkelerini hep başka anımsadığımız. Eski bir cüzdandan dökülmüşlükleriyle güneşte parlıyorlar.Sadece ölmüşlerin fotoğraflarını cepte bir arada tutmaya yarayan, her dem boş cüzdanlardan.
Emeviler Dönemi'nde zekât dağıtma memurları zekât dağıtacak kimse bulamadıklarını söylediklerinde Halife Ömer b. Abdülaziz şu cevabı verir: "Öyleyse dağlara buğday serpin, Islâm Devleti'nde kuşlar aç demesinler." Yine Ömer b. Abdülaziz, sütten yeni kesilen çocuklara maaş bağlatmış, hapisteki insanları miskinler kategorisinde değerlendirerek zekât gelirlerinden kendilerine yardım etmiş, borçlulara borçlarını ödeyebilmeleri için destek olmuş, evlenmeye gücü yetmeyen gençleri evlendirmiş, imkânı yeterli olmadığı için hacca gidemeyenlere ve malları zarara uğrayan üreticilere destek olmuştur.
Sayfa 43 - Köklü değişimKitabı okudu
Gözüm dalıyor yine debelenen ruhlara. Beden kisvesinden ileriye gidemeyenlere. Varlığı sadece ve sadece zahide sananlara. İsbat için sözünü değil, sesini yükseltenlere. İnsanlara kalbinin güzelliği için değil mevkisi için değer verenlere. Gönlüm takılıyor habersizlere. Varlığı sadece dünyadan ibaret sananlara. Var edicilerden bir haber olanlara. Sevmeyenlere, zikretmeyenlere...
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.