Başını alıp gidenlere sesleniyorum.Cok şanslısınız ne mutlu size tadinı cikarin herseyin.Gidemeyenlere gelince hiç ,koskoca bir HIC diyorum.
* Yaşamın seni sıkıştırdığı her yerde, kendini sonsuzluğun o ılık sularına bırak. Kendini suda hayal etmekle başlayabilirsin. Su seni kaldıracak güce sahiptir. Bu yüzden yüzmene gerek yoktur, teslim olursan o seni yüzdürür. Tek yapman gereken, kendini rahat bırakmaktır. Su, üzerinde huzurlu olduğunu hissederse, seni kaldırır. Dalgaları senin adına kulaç atar. Ne kadar güvenirsen, hayat ırmağında o kadar az su yutarsın… Yüzün, suyun akış yönünün tersine dönüktür. Bu yüzden sadece geçtiğin yerleri görürsün. Geleceği göremezsin. Görmene de gerek yoktur. “Su” her şeyden haberdardır. Suyun gidiş yönüne baksaydın, ileride seni bekleyen şelaleleri görür ve korkuya kapılırdın. Bu da sana dengeni kaybettirirdi. Unutma, suyun seni kaldırması, sadece senin ona izin vermenle mümkün olabilir. Gerçekte, şelaleyi ve arasından geçeceğin kayalıkları görmene de gerek yoktur. Eğer; gerçekten kendini teslim ettiysen, akış tüm girdapların içinden seni kendi cennetine taşıyacak güce sahiptir... Endişe duyduğun ne varsa, o ırmağın kıyısına git ve onu simgeleştirip suya bırak. Bir gemiyi kaldırmaktan bile çekinmeyen su, seninle birlikte senin olgularını da taşımaktan yorgunluk duymayacaktır. Altından kalkamadığın sorunları bırak, suyun kendisi kaldırsın. Suya açılabilmen için seni limana bağlayan halatları çözmen gerekiyor. Suyun kıyısından öteye gidemeyenlere, dalgalar eşlik eder. Cennetin ırmağı akarsudur. Durgun bir göl değil.
