Bir yerlerden çalışmadan geçineceğiniz kadar para geliyor. Gününüzü sadece kitap okuyarak, sinemaya giderek, müzik dinleyerek sanatla ilgilenerek geçiriyorsunuz. İşiniz yok ama entellektüel bir yaşamınız var.
Mutlu olur musunuz ?
yoksa içinideki sürekli artan ve sizi de içine çeken o kofluğu doldurmak için bir arayışa mı girersiniz?
1959 yılında Yazarın yayımlanan ilk kitabı olan aylak adam, isimini; kendini aylak diye nitelendiren C adlı kahramandan alıyor. Kitap, kış, ilkyaz, yaz ve güz olmak üzere dört bölümden oluşup bay C'nin bir yıllık arayış serüvenini anlatıyor.
Dünyayı sallanan korkuluksuz bir köprüye benzeten C, bu köprüden düşmemek için tutunacak bir dal arıyor kendisini yaşama en dolu ve içten şekilde bağlayacak bir tutamak:
Gerçek sevgi.
Bu da kitaptaki bir cümlede şöyle geçiyor: "Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim."
Tabiki bu arayışta bir çok eleştri ile karşılaşıyoruz
Küçüklükten kalma psikolojik bunalımları olan C babasının karakterini sevmediği için ondan hep farklı olma isteği ile büyür fakat bazen kendisini onunla aynı davranışları sergilerken bulur ve bu durum onu sürekli kendisiyle bir içsel hesaplaşmaya iter.
Modern insanın kofluğunu her fırsatta en ağır şekilde eleştiren kahramanımızın en büyük korkularından biri hayatındaki herhangi bir şeyin rutin hale gelmesidir.
Kalıplardan sıyrılmaya çalışan, toplum düzenine uymayan C' yi antikahraman olarak da nitelendirebiliriz.
Kısacası üzerinde çok konuşulacak bir kitap okunması tavsiye edilir..
Bilinç - Öznelliğin Bilimi
Bilinç: Öznelliğin Bilimi'nin Türkçe baskısının yayınlanmasıyla, kitabın Türkçe çevirisinin okuyucularını bilincin gizemini benimle birlikte keşfetmeye çağırmaktan büyük bir zevk ve onur duyuyorum.
Kitabın orijinal ingilizce baskısının yayınlanması üzerinden
