Gizemli bir yazardan gizem dolu bir roman daha.Aman tadını kaçırmadan, yuvaş yuvaş okunmalı. Mizahi, adeta bütün hücresel partiküllere yedirmekte fayda var.
Bu yazarın en çok sevdiğim yanı: kitap içinde yer alan belki de çoğu okuyucunun dikkat etmediği detayları kurgu içine muhteşem bir şekilde yerleştirmesi.
Kelime israfı yok.Gereksiz hiçbir yan hikâye ve kalabalık yok, hatta ilginçtir alt fon müziği de yok.Okurken sadace hikâyenin akışı içinde ilerliyorsunuz.
Tabii ki, en çok sevdiğim özelikler içinde bir de karakterlerin tıpkı şiir gibi sohbet etmesi var.Ha unutmadan şunu da ekleyim: bu konuşmalar, olay her ne olursa olsun, mutluka bir tebessüm ile sonlanıyor.
Bask kültürü, onların efsane festivalleri, Frued amcanın bilinç altı sergileri, gidilesi yerler, okurken keşke buraları dünya gözüyle görseydim dedirten mekânlar...
Saymakla bitmez.Sayarken bile insan mutlaka bir şeyi atlar.Keyifli bir roman yolculuğu oldu benim için. Bu tarz kitaplar, özellikle sıkıcı ve de klâsik bir eser sonrası okunduğunda değerinin ne kadar da paha biçilemez olduğunu bizzat birinci elden test ettim.
Ne demişti yazar, tarihin tozlu raflarında yerini çoktan almış bu kitabında: bir gülümse bana, olmaz mı? Paylaşacağımız bunca çok şey varken!