176 syf.
·
Not rated
Uygarlığın başlangıcı ve yazının mucidi Sümerlilerin bize bırakmış olduğu destan. Bir o kadar antik ve bir o kadar muazzam. Antik çünkü tarihi ve anlattığı olaylar itibariyle birçok mitolojik hikayenin ve dini fenomenlerin kaynağı (bildiğimiz kadarıyla), muazzam çünkü her ne kadar Yunan destanları kadar ağdalı bir dile haiz olmasada içerisinde birçok kıssadan hisse ve fikir ihtiva etmekte. Orta Doğu denildiğinde günümüz insanının aklına çok müspet düşünceler gelmeyebilir belki ancak Mezopotamya'da peyda olan bu eser beni o kadar hayran bıraktı ki inanıyorum diğer okuyucuları da mest etmeye muktedir bir içeriğe haiz. Bu benim ilk incelememdi ve ilk incelememi bu harikulade destanla yapmaktan kıvanç duyuyorum. Lütfen dikkatlice okuyun ve eserin tadını çıkarın.
Gılgamış Destanı
Gılgamış DestanıAnonim · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215k okunma
Gılgamış Destanı, Ölümsüzlük, Yılanların Deri Değiştirmesi:
Pekala," demiş Utnapiştim, "Sana bir şans daha veriyorum. Eğer okyanusun dibine kadar yüzebilirsen orada dipte yetişen büyülü bir bitki bulursun. Onu koparıp yediğin takdirde, tekrar gençliğine kavuşursun:' Gılgamış hemen fırlamış, ayağına bir taş bağlayıp okyanusa atlamış. Dibe kadar batmış. Orada büyülü bitkiyi bulmuş. Bitkiyi koparıp, okyanus yüzeyine kadar yüzmüş ve evine doğru olan uzun yolculuğuna başlamış. "Eve gittiğimde;' diye düşünmüş, "Bitkiyi yerim ve böylelikle sonsuza dek yaşarım:' Ancak bir gece Gılgamış uyurken bir yılan sürüne sürüne ona yaklaşmış ve bitkiyi bulmuş. Bitki çok güzel koktuğundan yılan bitkiyi yemiş ve anında gençleşmiş. işte bu yüzden yılanlar deri değiştirirler. Yaşlanmaya başladıklarında, buruş buruş olmuş eski derilerini atıp tekrar gençleşirler.
Reklam
360 syf.
·
Not rated
~Aşk gibi aydınlık ölüm gibi karanlık~
Kitabın girişinde Gılgamış Destanı'ndan bir alıntı yapılmıştır. Bin yıldan sonra Baz da, aynı fersahlardan geçerek, Dağlar Ülkesi'ne, "karanlık" diyara doğru yola çıkar, ancak amacı Gılgamış'ın amacıyla aynı değildir. Biri ölümsüzlük otunu arar, öteki koynunda ölümü gezdirir. Bu yüzden amaçları gibi kaderleri de birbirine benzemez. Böylece, roman umutsuzlukla son bulur. Selim Temo'ya göre Baz, Gılgamış'ın aksine “ışığı bulduğu yerde kaybeder”.
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık
Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi KaranlıkMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20209.5k okunma
Kıyaslama
Sappho: Uçurumdaki Çığlık
Sappho: Uçurumdaki Çığlık
Sana Mektuplar
Sana Mektuplar
Antik Çağı'n Yunan Mit kültürü genel olarak toplum ve kültür yapısından kopuk bir çerçeve sunmuştur. Ne bir toplumsal çelişkilerden ne de bir doğal afetin neticesine göre bir konum belirlemiştir. Ama Mezopotamya Mit kültürü öyle mi? Tabi ki değil. Nuh Tufanı olsun Gılgamış Destanı olsun halk ile statü sahiplerinin paradoksundan türemiştir...
Vuruşmaya kalkışmıştı Gılgamış derler Humbaba canavarıyla.
Şahmeran
Yılanların (Farsça "mar" yılan, "maran" yılanlar demektir) şahı insan başlı, yılan gövdelidir. Yılan, Mezopotamya'nın ilk uygarlıkla­rından beri gömlek değiştirmesi nedeniyle ölümsüzlükle ilişkilendiril­miş, sonunda çağdaş tıbbın da arması olmuştur. Gılgamış Desta­nı'nda ölümsüzlük otunu çalan o olduğu gibi, yaşam ağacını bekle­yen de odur.
Reklam
Homeros
"Kapaktaki yazar adının ne önemi var ?Düşüncemizle, şu an olduğumuz noktadan üç bin yıl sonrasına gidelim .Bizim dönemimize ait kitapların acaba hangisi kalacak ve acaba hangi yazarların adı anımsanacak? Şöhretini koruyan kitaplar olacaktır, ama bunlar anonim yapıtlar olarak görülecektir; bizim için Gılgamış Destanı neyse onlar da öyle olacaktır;yazar olarak ünlerini koruyanlar da olacaktır elbette,ama Sokrates 'in başına geldiği üzere, onların da yapıtları o güne ulaşamayacaktır;belki de canını kurtaran bütün kitaplar Homeros misali tek bir gizemli yazara mal edilecektir."
Ölüm ve Hayat
“Nereye koşuyorsun böyle, Gılgamış? Eline geçmeyecek aradığın yaşam. Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında yalnız ölüm oldu onlara verdikleri, kendi ellerinde tuttular yaşamı! Karnın doysun yeter Gılgamış, sen ona bak, gece gündüz eğlenmene bak, gününü gün et, keyif sür, çalgılarla gece gündüz gül oyna, hep güzel giysiler olsun üstünde, başın temiz olsun, bedenin yıkanmış olsun, elinden tutan yavruna bak, karın mutluluğu tatsın göğsünde, budur insanoğlunun tek yapacağı.”
Sayfa 96 - Siduri (İçkicibaşı)Kitabı okudu
Yazgı Tanrıçası Mammitu yazgilari belirledi onlarla birlikte; Hem yaşamı verdi biz insanlara hem de ölümü, ama ölümün zamanını vermedi.
Sayfa 104Kitabı okudu
Siduri " Gününü gün et!" der ona, "ölümsüz yaşam" Tanrilarca tek bir kişiye verilmiştir, "yaşam tohumu"nu Tufan'dan kurtaran Ut-Napiştim'e.
Reklam
İçkicibaşı Gılgamış'a dedi ki: "Nereye koşuyorsun böyle, Gılgamış? Eline geçmeyecek aradığın yaşam. Tanrılar insanoğlunu yarattıklarında yalnız ölüm oldu ona verdikleri, kendi ellerinde tuttular yaşamı! Karnın dolu olsun yeter Gılgamış, sen ona bak, gece gündüz eğlenmene bak, gününü gün et, keyif sür, çalgılarla gece gündüz gül oyna, hep güzel giysiler olsun üstünde, başın temiz olsun, bedenin yıkanmış olsun, elinden tutan yavruna bak, karın mutluluğu tatsın göğsünde, budur insanoğlunun tek yapacağı."
"Niçin böyle ilenirsin güzel yosmaya, Enkidu, o değil miydi Tanrılara yaraşır ekmek yediren sana, o değil miydi krallara yaraşır içki içiren, görkemli bir giysi giydiren sana, yakışıklı Gılgamış'ı veren sana arkadaş diye? Evet, şimdi Gılgamış, senin can kardeşin, geniş bir yatağa yatıracak seni, görkemli bir döşek serecek altına, solunda bir yer açacak sana dinlenmen için ayaklarını öptürecek yurdun ulularına, Uruklulara ağıt yaktıracak, yaş döktürecek, mutlu kullarımı yasa büründürecek senin için, kirli saçlarla gezecek senin ölümünden sonra, bir aslan postuna çöllerde dolaşacak başıboş!"
Sayfa 71 - Enkidu'nun hasta yatağında kendisini medenileştiren kadına beddua ettiğini duyan Samaş'ın karşılık vermesiKitabı okudu
GILGAMIŞ DESTANI (parçalar)
Kurduğumuz ev sonsuz mu ki? Yaptığımız anlaşmalar yürülükte midir sonsuz? Kardeşler sonsuz paylaşmaz ki malı mülkü? Ülkede sonsuz sürüp gider mi nefret? Irmak hiç durmadan yükselip sel olmaz ki? Yusufçuk sonsuz bakmaz ki güneşe. Hiçbir zaman hiçbir şey kalıcı olmamıştır. Birbirine ne kadar benzer uyuyanlarla ölüler. Yoksullukla soylu, kaderin isteğine yaklaştıkça Bir örnek olurlar, değil mi?
AKAD-BABİLKitabı okuyor
GILGAMIŞ DESTANI (parçalar)
Keyfine bak, gece gündüz gül, söyle. Her gün bir şölen ver, gönül eğlendir, Vur patlasın çal oynasın gece gündüz. Pırıl pırıl yepyeni elbiselerin olsun, Mis gibi sularla yıkasınlar seni. Ellerine sarılan çocuğunla vakit geçir, Koynunda eşinin gönlü şenlensin. İnsanın işi gücü bu olmalı dünyada.'
AKAD-BABİLKitabı okuyor
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.