Yasemin A.

"Bir şey var ki, eğer biri intihar ettiyse adamın şunu bildiğinden emin olabilirsin: o, toplumun yararlı bir üyesi olmadığını biliyordur. Yüzleştiği asıl gerçeklik ve onu intihara götüren şey de budur; hiç kimse için önemli olmadığının farkına varmak. Emin olduğum bir şey varsa o budur. Bu bir doğa kanunu - harcanabilenler de yok olurlar, bunu kendi elleriyle de yaparlar. Bu yüzden, bir intihar olayı duyduğumda uykularım kaçmıyor. Mars'taki doğal olarak nitelendirilen ölümlerin kaçının aslında intihar olduğunu duysan şaşarsın. Yani şunu demek istiyorum; içinde yaşadığımız çevre zalim ve acımasız. Yaşadığımız bu yer, uyumsuz olanı uyumluların içinden çıkarıp atar, ayıklar."
Sayfa 60 - e kitapKitabı okudu
Reklam
"Kes şunu," dedi Arnie. "Bu senin suçun değil. Dinle; eğer bir adam canına kıymak istiyorsa hiçbir şey onu durduramaz. Ve sen bir insanın eline bunu yapmak için bir neden veremezsin; bu onun kanında vardır, bu onun kaderidir. Bunu yapmak için yeterince gelişinceye kadar senelerce çalışırlar ve bir anda yaparlar, bir anda. Bamm. Yapıyorlar, gördün mü?"
Sayfa 59 - e kitapKitabı okudu
Dr. Glaub, adamı duymuyor gibiydi ve konuşmasına devam etti, " Otistik bireyin zaman duyumunda bir karışıklık olduğu varsayılır, yani çevresi yarışamayacağı kadar hızlıdır, gerçekse, çevresini tam olarak kavramakta yetersizdir, tıpkı nesnelerin görünemeyecek ve seslerin anlaşılamayacak kadar hızlı olduğu hızlandırılmış bir televizyon programıyla karşılaştığımızda bize olacağı gibi"
Sayfa 45 - e kitapKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Solup giden bir ırk için ne yapılabilirdi? Mars'ın yerli halkı için zamanı, 60'larda ilk Sovyet gemisinin televizyon kameralarıyla birlikte gökyüzünde belirmesinden çok daha önce tükenmişti.Hiçbir insan grubu onları yok etmek için komplo kurmamıştı, çünkü buna gerek kalmamıştı. İlk başlarda muazzam bir merak kaynağı olmuşlardı. Çünkü onlar, uğruna milyarlar harcanan Mars'a ulaşma projelerinin sonucunda elde edilen keşiflerdi. Onlar dünyadışı bir ırktı.
Sayfa 27 - e kitapKitabı okudu
Mucizelere inanması gerektiğini, çünkü mucizelerin gerçeklik duygusunun değil, gerçeğin bir parçası olduğunu anlatıyordu: Zaten gerçeğin kendisi bir mucizeydi. O her bakımdan şaşılacak, hayret edilecek ve hayran olunacak bir yaratıydı.
Sayfa 60 - e kitapKitabı okudu
Reklam
Reklam
1,236 öğeden 1,201 ile 1,215 arasındakiler gösteriliyor.