Kendimi bir nokta kadar hiç olarak görüyorum.Bu durmadan akan, yürüyüp kaybolup giden girdap içinde, bu korkunç çağıltıda bir damla su gibi. yalnız kendimi değil, yaptıklarımı da, yapmayı tasarladıklarımı da.
Şehrin böyle yanar döner günleri vardır. Bir girdap gibi çeker insanı içine. Anlamazsın bile döne döne dibe gittiğini. Sen artık onunsundur. Fark etmeden tutulursun, onsuz yapamayacağını anlarsın. Gitsen bile şairin dediği gibi " Dönüp dolaşıp bu şehre gelirsin" sonunda.
Reklam
KAZIKLI VOYVODA
Biz Sekeller'in gururu haklıdır,cünkü damarlarımızda egemenlikleri için aslanlar gibi savaşmış pek çok yiğit ırkın kanı akmaktadır.Ugrik kavmi İzlanda'dan Avrupa ırklarının bir girdap gibi birbirine karıştığı buraya bir fırtına gibi gelirken,Thor ve Odin'in onlara verdiği savaş ruhunu da getirmiş.Berserker'leri öyle zalimce göstermişler ki bu ruhu,Avrupa'da,ama Asya ve Afrika'da da,insanlar kurtadamların bizzat geldiğini sanmış.Buraya gelince cengaver Hunlar'ı bulmuşlar;Hunlar canlı bir alev gibi dünyayı öyle bir kasıp kavurmuşlar ki,karşılarında sapı sapır dökülen halklar ,onların damarlarında İskitya'dan kovulunca çöldeki iblislerle çiftleşen yaşlı cadıların kanının dolaştığına inanmaya başlamış.Ahmaklar,ahmaklar!Hangi iblis,hangi cadı erişebilir Attila'ya?Kanı işte bu damarlarda.Kollarını kaldırdı.
Ne yapacağıma karar verecek yerde, kısa bir zaman önceki duygularımın, beni kaparak çevirip çevirip bir kenara fırlatan o girdabın tazeliğini henüz yitirmemiş izlenimlerinin etkisi altında kafa patlatıp duruyorum. Arada bir hâlâ o girdap beni gene kapacak, çevirecek, çevirecek gibi geliyor.
"Kader zirveleri nedir?" "Dünyanın değiştiği ya da hâlâ değiştirilebileceği yerler. Kaderin şekillendirilebilir olduğu ve geleceğin nasıl olacağına henüz karar verilmemiş yerler."
Sayfa 125Kitabı okudu
"Kendimi bir nokta kadar hiç olarak gördüm. Bu durmadan akan, yürüyüp kaybolup giden girdap içinde, bu korkunç çağıltıda bir damla su gibi. Yalnız kendimi de değil... Her şeyi. Bu akıp giden insan yığınını, tek tek her biri önemsiz bir vesile olan şu insanları. "
Reklam
Benim için cephe, korkunç bir girdaptır. İnsan henüz merkezden çok uzaklarda suların durgun kısımlarında iken daha, onun emici kuvvetini hisseder. Girdap, yavaş yavaş, kurtulmaya imkân, fazla direnmeye hacet bırakmadan, insanı çeker kendine..
Sayfa 59 - Everest YayınlarıKitabı okudu
İnsan ömrü bir anlıktır, özü fanidir, algısı belirsiz, bedeni çürümeye mahkumdur, ruhu bir girdap gibidir. Yazgısı öngörülemez, sahip olduğu ün güvenilmezdir. Sözün özü, insan bedeni akan bir ırmak, ruhu ise puslu bir rüyadır. Varoluşumuz bir savaş ve yabancı bir diyardaki yolculuk gibidir; ünümüz ise unutulmaya mahkûmdur.
camın önünde girdap gibi dönen, çevrilen tipiyi seyretti. Aklına Nana'nın bir keresinde söylediği şey geldi; her bir kar tanesinin, dünyanın bir yerinde haksızlığa uğrayan bir kadının ağzından dökülen bir ah olduğunu. Bütün bu iç geçirmeler gökyüzüne yükseliyor, bulutlar halinde toplanıyor, sonra minicik parçalara bölünüp sessizce aşağıya, insanların üstüne yağıyordu. Bizim gibi kadınların neler çektiğinin göstergesi, demişti. Başımıza gelen her şeye nasıl sessizce katlandığımızın.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.